Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15516 E. 2023/5427 K. 29.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15516
KARAR NO : 2023/5427
KARAR TARİHİ : 29.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve ilk davada saklı tutulan bölümlerin tahsili istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Asıl ve birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 187 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından bedel ödenmeden haksız olarak kullanıldığını, üzerinde bulunan ağaç ve bitkilerin davalı idare tarafından söküldüğünü, bu nedenle taşınmazın zemin ve muhdesat bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde;açılan davanın haksız olduğunu, süresinde açılmadığını, davalının uzlaşmaya yanaşmadığını, kuruma müracaat etmemesi nedeni ile kamulaştırma bedelinin kendisine ödenmediğini, taşınmaza el koyma durumunun olmadığını, talep edilen miktarın fahiş olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 20.10.2013 tarihli ve 2011/254 Esas, 2013/375 Karar sayılı kararı ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (Kapatılan) 18.Hukuk Dairesince yapılan temyiz incelemesi sonucunda dava konusu taşınmaza ifraz işleminin yapılıp Karayolları Genel Müdürlüğüne devredildiği, 12.06.2013’ten önce el atıldığı ve 18.04.2011 tarihinde el atma nedeniyle tespit davası açıldığı, zararın bu tarihten önce oluştuğu anlaşıldığından, mahkemece davacının iddia ettiği zeminüstü muhdesatlarla ilgili bir zarar oluşup oluşmadığı araştırılıp bu zarar yönünden de bir karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle devredilmesi sebebiyle konusu kalmayan davada, salt zemin yönünden hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir..

B.Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 16.07.2019 tarihli ve 2015/320 Esas, 2019/333 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C.İkinci Bozma İlamı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairece yapılan temyiz incelemesi sonucunda; dava dilekçesinde idarenin düzenlediği kıymet takdirinde olmayan 600 adet çam, 600 adet palmiye, 400 adet mazı, 400 adet feniks, 400 adet akasya ağacının bedelinin talep edildiği dikkate alındığında, davacının fidan yetiştiriciliği yaptığı ve davaya konu ağaçların tümünün sökülüp taşınabileceği hususları gözetilerek; mahallinde yeniden keşif yapılarak tanıklar da dinlenmek suretiyle yol yapımı nedeniyle hangi tür ve ne sayıda ağacın zarar gördüğü tanık da dinlenmek suretiyle araştırılıp, zarar gördüğü net olarak tespit edilen ağaçların maktu bedelleri ile zarar görmeyen ağaçların bilirkişi tarafından hesaplanacak sökme ve nakliye bedellerine hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde ağaç bedellerine karar verilmesi ve davacının feragat ettiği 2.000 TL yönünden davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi ve yargılama giderinin kabul-ret oranına göre verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmeyerek Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.05.2022 tarihli ve 2020/416 Esas, 2022/213 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare temyiz dilekçesinde özetle; verilen kararın bozma gerekçelerine ve kanuna aykırı olduğunu, birleştirilen dosya açısından yapmış oldukları zamanaşımı define hatalı olarak itibar edilmediğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “…Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3.Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3.Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesinde kayıtlı 11.790,00 m² yüzölçümlü 187 ada 14 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından 5.180,90 m² lik kısmının kamulaştırılarak 13.06.2013 tarihinde yola terkinin yapıldığı, kamulaştırma nedeniyle taşınmazın ifrazıyla oluşan 187 ada 28 ve 29 parsel sayılı taşınmazın dava dışı şahıs ve şirketlere ait olduğu anlaşılmıştır.

3.Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda yapılan inceleme ve işlem sonucunda taşınmaz üzerinde bulunan fidanların söküm döneminde ve kurallara uygun olarak sökülmesi halinde kullanılabileceği ancak yol yapım çalışmaları esnasında bu kurallara uygun biçimde söküm işleminin gerçekleştirilemeyeceğinin değerlendirildiği, ayrıca taşınmazda bulunduğu belirtilen 600 adet palmiye ağacının sökülmüş olsa dahi söküm mevsimi olmaması sebebiyle kullanılamayacağının değerlendirildiği, dosya kapsamında dinlenen ve birbiriyle örtüşür nitelikteki tanık beyanlarına göre de dava konusu taşınmazın tamamında ağaç dikili olduğu, davalı idare tarafından ağaçların usulüne uygun şekilde sökülmemiş olduğu anlaşıldığından davacı tarafın asıl ve birleştirilen davada muhdesatlara ilişkin talebinin kabulüne, dava konusu taşınmazın idarece kamulaştırıldığı anlaşıldığından taşınmazın zemin bedeline ilişkin talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, taşınmaz üzerindeki tel örgü, enerji nakil hattı ve direkler yönünden davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

4.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla, davalı idare vekilinin ileri sürdüğü temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

29.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.