Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15455 E. 2023/5541 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15455
KARAR NO : 2023/5541
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 73 parsel sayılı taşınmazdaki payının imar uygulaması ile bedele dönüştüğünü, her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile bedele dönüşen kısım için takdir edilen bedelinin artırılarak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili verilen cevap dilekçesinde özetle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, görevli yargı yerinin adlî yargı olmayıp idarî yargı olduğunu, uyuşmazlık mahkemesinin bu yönde birçok kararının bulunduğunu belirterek öncelikle görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2012 tarihli ve 2012/319 Esas, 2012/542 Karar sayılı ilâmı ile davanın yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.12.2012 tarihli ve 2012/319 Esas, 2012/542 Karar sayılı ilâmı kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 17 nci maddesinin son fıkrası uyarınca bu tür davalarda bedel takdiri ve bu bedellere itiraz şekilleri 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 37 nci maddesine göre taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesinde davalara bakılması gerektiğinden işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, görev nedeni ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.05.2019 tarihli ve 2013/566 Esas, 2019/151 Karar sayılı ilâmı ile davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karara karşı süresi içerisinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda Mahkeme kararının düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

3. Dairemiz kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.

4. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava belirsiz alacak davası olduğundan bozmanın mahiyeti ve davanın niteliği gereği bozmadan sonra ıslah yapılamaz kuralı uygulanmaksızın bozmadan sonra alınan bilirkişi raporuna göre davacının dava dilekçesinde belirttiği miktarı artırması mümkün olduğundan ve davacı vekilince de 10.12.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile harcı da yatırılarak talep miktarı belirlendiği hâlde bozma sonrası ıslah yapılamayacağından bahisle ıslah edilen miktar yönünden davanın reddine karar verilmesi, Mahkemece dava dilekçesinde talep edilen bedel üzerinden karar verildiği hâlde, davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi, 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile değişik 2942 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi uyarınca maktu harca hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Bakırköy 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında yapılan sulh sözleşmesine göre konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı ile akdedilen protokolün davacının mirasçıları adına imzalama imkânı bulunmadığını, davacı mirasçılarının vekâletname verdiği tarihin 06.10.2021 olduğunu, oysa davalı … ile protokolün 31.12.2020 tarihinde imzalandığını, davacı … ile ilgili vekâletnamede bizzat …’ın tarafına vermiş olduğunu, 2012 tarihli dava vekâletname olduğunu, davacı asılın 04.04.2018’de vefat ettiğini, davacının mirasçıları ise taraflarına vekâletnamelerini davalı ile protokol imzalanmasından yaklaşık 1 yıl sonra verdiklerini, davacı asılın ölmesi kural olarak, vekil ile müvekkili arasındaki vekâletin sona ermesini gerektiren yasal bir neden olduğundan Yargıtay bozma ilâmına uygun olarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacılar payına idarece takdir edilen karşılığının artırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un geçici 12 nci maddesi.

3. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 513 üncü maddesi.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya kapsamından davacı …’ın 04.04.2018 tarihinde vefat ettiği, taraflar arasında yapılan sulh sözleşmesinin 21.01.2021 tarihli olduğu ve mahkemece sulh sözleşmesinin davacının mirasçıları adına düzenlendiğinden bahisle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.

3. Sulh, 6100 sayılı Kanun’un 313 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Sulh görülmekte olan bir davada tarafların arasındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla yapmış oldukları sözleşme olup hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Karar kesinleşinceye kadar yapılan her türlü sulh antlaşması mahkeme huzurunda yapılmış sulh olarak kabul edilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukukî sonuç doğurur.

4. Taraflar arasında düzenlenen 21.01.2021 tarihli sulh sözleşmesi getirtilip ekinde gösterilen vekâletnameler incelendikten sonra davacının mirasçılarının vekil Muhammet Fatih Nalbant’a bu tarih itibarıyla vermiş olduğu vekâletname bulunması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 315 inci maddesi uyarınca işlem yapılıp karar verilmesi gerekir.

5. Sulh sözleşmesi tarihi itibarıyla mirasçıların adı geçen vekile verilmiş vekâletnameleri bulunmaması hâlinde ise; vekâlet ilişkisini düzenleyen 6098 sayılı Kanun hükümlerine göre ölümle vekâlet ilişkisinin sona ereceği karine olarak hükme bağlanmış, öte yandan bu karinenin iki istisnası bulunduğu da belirtilmiştir. Bu istisnalardan biri müvekkil ile vekil arasındaki sözleşmede ölümden sonra da devam edeceğinin kararlaştırılmış olması, diğeri ise işin niteliğinin vekâlet ilişkisinin devamını gerektirmesidir. Nitekim 07.12.1940 tarihli ve 1938/20-1940/87 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da vekâlet sözleşmesinde ölümden sonra da devam edeceğinin kararlaştırılmış olması veya işin niteliğinden anlaşılması hâlinde vekâlet ilişkisinin ölümden sonra da devam edeceği açıkça vurgulanmıştır. Somut olayda, davacı asılın hayatta iken verdiği vekâletnamenin ölümden sonra da devam edeceğinin açıkça kararlaştırılmadığı, davacı asılın 04.04.2018 tarihinde vefat ettiği, davalı … ile sulh sözleşmesinin 21.01.2021 tarihinde imzalandığı, mirasçılarının davaya katılımı sulh sözleşmesinden sonra 06.10.2021-07.10.2021 tarihlerinde vekile verilen vekâletname ile olduğu da gözetilerek geçersiz sulh sözleşmesine göre yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacılara iadesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.