Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15403 E. 2023/4944 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15403
KARAR NO : 2023/4944
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 129 ada 22 parsel sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar süresi içinde cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kamulaştırma bedeli gerekçe gösterilerek kuruluşları lehine vekâlet ücreti hükmedilmemesinin ve meyvesiz ağaçlara fahiş bedel takdir edilmesinin kabul edilemez olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin hesaplanan m² birim bedelinin fahiş olduğunu, bilirkişilerin bir yılda 2 ürün münavebesi almasının Yargıtay içtihatlarına doğrudan aykırılık niteliğinde olduğunu ve ek rapor alınması gerektiğini, Yargıtay içtihatları gereğince kapitalizasyon oranının %4 olarak alınmasının hatalı olduğunu, hükme esas raporda Tarım İl Müdürlüğünün haricinde TMO ve Haller Müdürlüğü verilerinden faydalanıldığının belirtildiğini ancak bu verilerin hangisinden ne ölçüde yararlanıldığının da açıklanmadığını, ayrıca dekara verim tahmininin kurulca yapıldığının ifade edildiğini ancak bu veriye hangi resmi veriden ulaşıldığının açıklanmadığını, kapitalizasyon faizinin hesabında ranta bakıldığı anlaşıldığından bu hususun kabul edilemez olduğunu, hükme esas alınan raporda fahiş oranda objektif değer artışı uygulanmasının kabul edilemez nitelikte olduğunu, taşınmazın kullanım tarzı ve niteliklerinin kapitalizasyon faizi içerisinde değerlendirilmiş olduğunun kabul edildiği halde bu gibi özelliklerin mükerrer olarak objektif değer artırıcı unsurlar olarak ve çok fahiş oran üzerinden değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, 2-3 yıl önce uzman bilirkişilerce takdir edilen bedelin 3-4 katı bedel takdir edilmesinin objektif ve hakkaniyete uygun olmadığını, emsal değerlendirilmesi yönteminin kabul anlamına gelmemekle birlikte tamamen hatalı olduğunu, emsal taşınmazın belirlenmesinde yakın tarihli satışların dikkate alınmadığını, emsallerle yapılan mukayesede belirlenen değer düşüklüğü ölçütünde soyut veriler kullanılarak fahiş rakamlar belirlendiğini, raporda emlak vergi değerinin kat be kat üzerinde değer takdirinin kabul edilemez olduğunu, gerekçeli kararda daimi irtifak hakkının ve geçici irtifak hakkının bedel olarak tek belirlenmesinin, tapuda fazla harç ödemelerine neden olduğunu, bu hususun da hatalı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir esas alınarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kanun’un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın niteliği ve konumuna göre kapitalizasyon faizi ile objektif değer artırıcı unsur oranlarının yerinde olduğu, Anayasanın 46 ncı maddesinde düzenlenen “gerçek karşılığın ödenmesi” ilkesi ve dolayısıyla da mülkiyet hakkı ihlali söz konusu olacağından davanın niteliği gereğince davacı idare lehine, davalı aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin doğru olduğu belirtilerek tescile ve ödemeye ilişkin bentlerin hatalı yazılmasının doğru olmadığı belirtilerek, İlk Derece Mahkemesi ortadan kaldırılıp belirtilen hususlar düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Arazi niteliğindeki … ili, … ilçesi, … Mahallesi 129 ada 22 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesine ve aynı Kanun’un 11 inci maddesinin son fıkrası uyarınca taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve boru hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yöntem itibarıyla yerindedir.

3.Buna karşın dava konusu taşınmazın sulu mu kuru mu olduğu tespit edildikten sonra kuru ve suluda hangi ürünlerin mutad olarak yetiştirildiği sorularak münavebeye esas alınan ürünlerin ve ağaçların değerlendirme tarihi olan 2020 yılı Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden resmi ve kesin verileri (verim, fiyat, ayrıntılı masraf) getirtilip, bilirkişi raporu denetlenerek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, 2020 yılı kesin verileri oluşmadan tahmini veriler dosya arasına alındıktan sonra denetimi mümkün olmayacak şekilde ve 2020 yılı (tahmini) maliyet tablolarından, … Hal Müdürlüğü ve serbest piyasadan derlenerek gelir ve gideri belirleyen ve denetlenmesi mümkün olmayan rapora göre hüküm kurulması doğru değildir.

4.Davacı idare tarafından düzenlenen kamulaştırma belgeleri ve özellikle kıymet takdir tutanağının dosya arasına alınmaması da isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.