Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15396 E. 2023/4940 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15396
KARAR NO : 2023/4940
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin asıl dava ile kesinleşen orman kadastrosu sınırları içerisinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescili istemine ilişkin birleştirilen davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada davanın Hazine yönünden kabulüne, davalı … yönünden reddine ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın asıl dava davalısı Hazine vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl dava davalısı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Asıl dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 6841 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

2. Birleştirilen dosyada davacı … vekili dava dilekçesinde; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 6841 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle tapusununun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
1. Asıl davada davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle, açılan davayı kabul etmediklerini, davanın zamanaşımına uğradığını, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 6 ncı maddesinde; Devlet ormanlarına ve Devlet ormanı sayılan yerlere ait her çeşit işlerin Orman Genel Müdürlüğünce yapılacağı ve yaptırılacağı, Devletten başkasına ait olan bütün ormanların, Kanun hükümleri dairesinde Orman Genel Müdürlüğünün murakabesine tabi olduğu ile 3234 sayılı … Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 34 üncü maddesinde Genel Müdürlük … ve taşra teşkilatı leh ve aleyhine açılmış ve açılacak her nevi dava ve icra takipleri Genel Müdürlük Merkezinde avukat sıfatını haiz hukuk müşavirleri ve avukatlarınca, taşra kuruluşlarında ise Orman Bölge Müdürlükleri, Orman Müdürlükleri ve Orman Şeflikleri avukatlarınca, avukat bulunmayan yerlerde veya zamanlarda yetki verilen memurlarca yürütüleceği belirtilmiş olup Orman Genel Müdürlüğünce taşınmazların orman sınırları içerisine alınması nedeniyle açılan tapu iptali ve tazminat davalarına yönelik işlemlerin taraf olan ilgili idarece değerlendirilmesi gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ve etmiştir.

2. Asıl davada davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … ili, … İlçesi … köyü, 6841 parsel nolu taşınmazın yapılan ve kesinleşen kadastro çalışmalarına göre dava konusu taşınmazın orman vasfında olması sebebiyle tapusunun iptal edilerek Devlet Ormanı vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescil edilmesi gerektiğini, davacı tarafından idare aleyhine ikame edilen davayı kabul etmediklerini, tazminat açısından husumet yönünden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3. Birleştirilen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle taşınmazın orman vasfında olmadığını, davanın olası kabulü halinde aleyhine masraf ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini ileri sürmüştür.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davanın davalı … yönünden reddine, davalı Hazine yönünden kabulü ile dava konusu taşınmazın tamamının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsili ile davacıya ödenmesine; birleştirilen davanın da kabulüyle tazminata konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Asıl davada davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada zamanaşımı ve husumet itirazlarının dinlenmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, takdir edilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu, bedel tespitine esas verilerin gerçeği yansıtmadığını, afaki verilerle hesaplama yapıldığını, kaldı ki tazminata hükmedilmesi halinde dahi Yargıtay ve AİHM kararlarında “karşılıklı hak dengesinin sağlanması için mülkiyet hakkı sahibine tazmini nitelikte bir bedelin ödeneceği ancak tazminatın nedeni yasadışı bir işlemden değil, hak dengesinin sağlanmasından kaynaklandığı için taşınmazın tam değerinin karşılanması gerekli değildir” denildiğini beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, değerlendrime tarihinin dava tarihi olarak alınması ve taşınmazın tarım arazisi olduğu kabul edilerek net gelir metoduna göre değer biçilmesinin, uygulanan kapitalizasyon faiz oranının ve objektif değer artış oranının uygun olduğu belirtilerek davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde asıl davada davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Asıl davada davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık asıl davada 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine, birleştirilen davada ise kesinleşmiş orman tahdidinde kalan taşınmazın tapusunun iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tesciline ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu Kocaeli ili, Derince ilçesi, Çavuşlu Mahallesi, 6841 parsel sayılı, 9760 metrekare yüzölçümlü, tarla niteliğindeki taşınmazın 1973 yılında yapılan kadastro çalışmaları esnasında Ali Demirok adına tespit ve tescil edildiği, davacının 01.07.2013 tarihinde mirasın taksimi nedeniyle edindiği, taşınmaza 15.01.2019 tarihinde orman şerhi konulduğu, bu şerh nedeniyle mülkiyet hakkı kısıtlandığından 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereği tazminat hakkı doğduğunun kabulü doğrudur.

4. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun görüldüğünden temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Asıl davada davalı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.