Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15239 E. 2023/5503 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15239
KARAR NO : 2023/5503
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, 145 ada 6 parsel ve 145 ada 7 perselde kayıtlı taşınmazların tamamının davacı müvekkillerinin murisine ait olduğunu, Orman Genel Müdürlüğünce dava konusu taşınmazların orman sınırları içinde kaldığından bahisle Orman Yönetimi tarafından açılan davalar sonucu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, orman vasfi ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini belirterek uğranılan zararın tazminini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, taşınmazların maliki tarafından orman kadastro işlemlerine itiraz edilmediğini, bu nedenle davacıya ait tapu kaydının hukuki değerini yitirdiğini, davanın öncelikle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi 15.01.2018 tarihli ve 2017/248 Esas, 2018/23 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.05.2018 tarihli ve 2018/572 Esas, 2018/684 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazlara arazi vasfıyla değer belirlenmesinin ve alınan rapor uyarınca taşınmazların bedelinin davalı Hazineden tahsiline ilişkin Mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda esas ve karar sayısı belirtilen kararına süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararının incelenmesinde; davacı vekilince fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000 TL üzerinden davanın açıldığı, bilirkişi raporu ile alacağın belirlenmesini müteakiben verilen bedel artırım dilekçesi ile kesin talep sonucunun 130 ada 3 parsel yönünden 83.163,60 TL, 145 ada 6 ve 7 parseller yönünden 1.201.450,76 TL olarak bildirildiği ve artırılan değer üzerinden harcın tamamlandığı tespit edildiğine göre, 130 ada 3 parsel yönünden de ıslah talebindeki değer gözetilerek hükme esas alınan bilirkişi raporundaki bedele hükmedilmesi; 145 ada 7 parsel üzerindeki şerhin bedelsiz tescil edildiği yönünde davacı tarafın iddiası bulunduğundan, ilgili belgeler Yalova İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğünden temin edilerek irtifak şerhinin bedelsiz konulduğunun tespiti halinde hükmedilecek bedelden indirim yapılmaması gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazlara kamulaştırılıyormuş gibi değer belirlenmesinin doğru olmadığını, tespit edilen bedelin uygun olmadığını, metrekare birim fiyatının yüksek belirlendiğini, kapitalizasyon faiz oranının ve objektif değer artış oranlarının uygun belirlenmediğini, faiz hükmünün hatalı olduğunu ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un “Sorumluluk” başlıklı 1007 nci maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur.”

3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre; dava konusu Yalova ili, Soğucak köyü 145 ada 6 ve 7 parsel sayılı, tapu kaydında tarla vasıflı taşınmazların 13.12.1958 yılında yapılan arazi kadastrosu sebebiyle Ahmet Aydemir adına tespit ve tescil edildiği, bu kişiden intikal yoluyla murisleri Sabahat Köktürk’e ondan da intikal yoluyla davacılara geçtiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/324 Esas, 2012/181 Karar sayılı ilamı ile taşınmazların tamamının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 18.03.2013 tarihinde kesinleştiği, yine dava konusu Yalova ili, Soğucak köyü 130 ada 3 parsel sayılı tapuda tarla vasıflı taşınmazın 13.12.1958 yılında yapılan arazi kadastrosu sebebiyle  Ahmet (Çavuş) Aydemir adına tespit ve tescil edildiği, intikal yoluyla murisleri Sabahat Köktürk’e geçtiği, Orman Genel Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/13 Esas, 2006/340 Karar sayılı ilamı ile taşınmazın tamamının tapusunun iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 03.10.2006 tarihinde kesinleştiği eldeki davanın 06.10.2015 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, anlaşılmakla temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.