Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15224 E. 2023/5522 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15224
KARAR NO : 2023/5522
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin asıl ve birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 440 ada 4 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından fuar alanına ilişkin bina ve yol yapılmak suretiyle el atıldığını, zeytin ağaçlarının kesildiğini belirterek kamulaştırmasız el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini istemiştir.
2. Birleştirilen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu … ili, … ilçesi, … Mahallesi 440 ada 4 parsel sayılı taşınmaza 2013 yılında Yeni Fuar Alanı için yol ve yeşil alan yapılmak amacıyla davalı tarafça el konulduğunu, taşınmaz bedelinin tahsili için İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/395 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, söz konusu davanın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 08.11.2018 tarihli ve 2017/9525 Esas, 2018/19936 Karar sayılı ilâmıyla bozulduğunu, bozma gereği yeniden yapılan keşif – bilirkişi incelemesinde alacaklarının ilk karardan fazla olan 731.742,00 TL olarak tespit edildiğini, bu nedenle 215.523,00 TL ek kamulaştırma alacağının söz konusu olduğundan davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın bir bölümünün uygulama imar planı revizyonunda ”Karayolları Kamulaştırma Sınırı” içinde, ”Kavşak Kolu” ve ”Yeşil Alan” kullanımlarında kaldığını, parselin diğer kısmının ise ”Doğal Karakteri Korunacak Alan” olarak, daha sonra ”Fuar Alanı” olarak belirlendiğini, davacının 12.12.2013 tarihli dilekçesi ile uzlaşma başvurusunda bulunduğunu, ancak uzlaşma görüşmelerine davet işlemlerine henüz başlanmadığını, uzlaşma tamamlanmadan ve uzlaşmazlık kesinleşmeden dava açılmasının usul hükümlerine aykırı olduğunu, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının yüzlerce zeytin ağacının kesildiği iddiasının doğru olmadığını, davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 05.10.2015 tarihli ve 2014/283 Esas, 2015/349 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, tespit edilen bedelin davalı idareden tahsili ile davacıya ödenmesine, dava konusu taşınmazın yol olarak el atılan bölümünün tapudan terkinine, yeşil alan olarak el atılan bölümünün ise davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın değerinin tespitinde, şirkete yapılan özel amaçlı satış emsal kabul edildiğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün görülmediğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacının ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadığını, bu yüzden ek dava açma hakkı bulunmadığını, karar harcının hatalı belirlendiğini, düzenleme ortaklık payı oranının hatalı belirlendiğini, sorumluluğun idarelerine ait olmadığını, Karayolları Genel Müdürlüğüne ait olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı, harca ilişkin bendin hükümden sonra Mahkemece düzeltildiği anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı kalan harcın davalı idareden alınmasına,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.