YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15165
KARAR NO : 2023/2487
KARAR TARİHİ : 14.03.2023
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi 35548 ada 26, 29 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2942 sayılı Kanun ve yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, dava konusu taşınmazların tüm objektif özellikleri incelemeye dahil edilmek ve emsal taşınmazlar ile üstün ve dezavantajlı yönleri karşılaştırılarak, objektif ve adil bir bedel tespit edilmesini, tespit edilecek bedele dava tarihinden itibaren 4 aylık sürenin bitim tarihi itibarıyla yasal gecikme faizinin uygulanmasının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin bloke ettirilerek davalı tarafa derhal ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekileri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; raporun denetime elverişli olmadığını, emsallerin uygun olmadığını, dava konusu taşınmazın kadastral parsel olması nedeniyle düzenleme ortaklık payı kesilmemesinin hatalı olduğunu, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; raporun denetime elverişli olmadığını, emsallerin uygun olmadığını, bedelin düşük belirlendiğini, kısmi kamulaştırma nedeniyle arta kalan bölümlerde yapılaşmanın mümkün olmadığı dikkate alınarak değer azalışı verilmesi gerektiğini, idare lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak ve Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin denetiminden geçen civar parsellerde belirlenen bedellerle uyumlu olarak değer biçilmesinin ve belirlenen bedelin bloke ettirilerek davalıya ödenmesine karar verilmesinin doğru olduğunu, kısmi kamulaştırma nedeniyle arta kalan taşınmaz bölümlerine ilişkin yapılan imar planlarının iptal edildiği, yeni imar plan çalışmalarına henüz başlanmadığı, taşınmazların arta kalan bölümlerinin plansız alanda kaldığına dair Dairemize gönderilen belediye imar müdürlüğü yazı cevabı dikkate alındığında arta kalan bölümler yönünden değer azalışı hesabı yapılmamasında da bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmazda davalı …’ın toplamda 405,20 m²lik payı olduğu ve bu pay oranı üzerinden bedele hükmedildiği dikkate alınmadan 202,66 m²lik pay yönünden terkin ve tescil kararı verilmesi ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden bahisle taraf vekilerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde; bilirkişiler tarafından yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığını, belirlenen bedelin fahiş olduğunu, emlak vergisine esas metrekare birim fiyatının çok üzerinde bedel belirlendiğini, yapılara uygulanan yıpranma payı düşük olduğunu, enkaz bedeli düşülmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; raporun denetime elverişli olmadığını, emsallerin uygun olmadığını, bedelin düşük belirlendiğini, kısmi kamulaştırma nedeniyle arta kalan bölümlerde yapılaşmanın mümkün olmadığı dikkate alınarak değer azalışı verilmesi gerektiğini, yapılar için eksik ve hatalı değerlendirme yapıldığını, faize dava tarihinden itibaren hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci ve 12 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zemine, üzerindeki yapılara değerlendirme tarihindeki resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülmek suretiyle değer biçilerek adil ve hakkaniyete uygun olarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kayıtların iptali ile idare adına tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Dava konusu taşınmazların kamulaştırmadan arta kalan kısmın yüzölçümüm, geometrik durumu ve dosya içindeki Belediye Başkanlığı cevabi yazısı gözönünde tutulduğunda değer azalışı olmayacağının kabulü doğrudur.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.