Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15071 E. 2023/5516 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15071
KARAR NO : 2023/5516
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Çınarcık 5428 parsel sayılı taşınmazın tapusunun Yalova 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/249 Esas, 2011/457 Karar sayılı kararıyla “taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde bulunması nedeniyle” iptali ile taşınmazın orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, taşınmazı iyiniyetle edindiğini belirterek oluşan zararın davalı Hazineden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle ve davanın yasal ön başvuru şartları yerine getirilmediğinden reddine karar verilmesini, davanın idari yargıda açılması gerekirken adli yargıda açıldığından görev yönünden ve davanın esastan da reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2014 tarihli ve 2013/32 Esas, 2014/334 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.07.2014 tarihli ve 2013/32 Esas, 2014/334 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesinin 25.10.2016 tarihli ve 2015/2598 Esas, 2016/9531 Karar sayılı kararı ile mülkiyetin kaybedildiği tarih itibarıyla dava konusu taşınmazın niteliğinin belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/64 Esas, 2017/ 469 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1.Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.12.2017 tarihli ve 2017/64 Esas, 2017/ 469 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 26.05.2021 tarihli ve 2020/8419 Esas, 2021/7755 Karar sayılı kararı ile mahkeme kararının faizin başlangıç tarihi yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

3.Dairemizin 26.05.2021 tarihli ve 2020/8419 Esas, 2021/7755 Karar sayılı kararına karşı taraf vekilleri karar düzeltme yoluna başvurmuştur.

4.Dairemizin 20.12.2021 tarihli ve 2021/9946 Esas, 2021/15467 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu taşınmazın arsa niteliğinde olduğundan emsal karşılaştırması yapılarak dava tarihi itibariyle değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

V.TEMYİZ
A.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın parsel numarasının hatalı yazıldığını, hatalı ve eksik olarak düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, raporlar arasında fahiş fark olduğunu, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın emlak vergisine esas metrekare birim bedellerinin konumlarının ve dava konusu taşınmazın çok paydaşlı olduğunun gözetilmediğini, bir davada ancak bir kez ıslah yoluna başvurulabileceğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.

3.Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4-383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.

4.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.

5.4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.

6. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunu’nun geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesine ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde, alacak belirli hale getirildikten sonra ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3.Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.