Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/15054 E. 2023/8319 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/15054
KARAR NO : 2023/8319
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2022/173 Esas, 2022/400 Kaarar
KARAR : Ret

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozma ilâmına uyularak bozma sonrası verilen sürelere rağmen tespit edilen fark bedelin bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat … gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Bornava ilçesi, … Mahallesi 419 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın pazarlık yolu ile kamulaştırılması konusunda dava idare ile yapılan görüşmelerde taşınmaza çok düşük kamulaştırma bedeli teklif edildiğinden uzlaşma sağlanamadığını, dava konusu taşınmazın Bornova ilçesi, … Mahallesinde imar planı içerisinde olup, yol, su, elektrik, kanalizasyon, PTT gibi her türlü belediye hizmetlerinden iyi derecede yararlandığını, taşınmazın İzmir-Ankara asfaltına cepheli durumda olduğunu, bu nedenle arsa vasfında olup değerinin emsal karşılaştırması yapılarak rayiç piyasa değerine göre tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın değeri tespit edilirken bölgenin bütünü içerisindeki arsa kullanım kararlarının göz önünde bulundurulmasını ve bu manada bölgenin 1/25000 ölçekli nazım imar planındaki durumunun dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle parsel bazında dava konusu parsele ilişkin idari ve yasal sınırlamalar ve takyidatların göz önüne alınmamasına, bu nedenlerden dolayı taşınmazın değerinin düşürülmemesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan geriye kalan kısmının yararlanmaya elverişli olmadığını, bu nedenle taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısımlarının da bedelinin hesaplanarak davalı mülk sahibine ödenmesi gerektiğini, izah edilen nedenlerle kamulaştırma bedelinin tespitine ve müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.01.2020 tarihli ve 2019/373 Esas, 2020/8878 Karar sayılı kararı ile verilen sürelere rağmen tespit edilen kamulaştırma bedeli davacı tarafça bankaya depo edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 14.01.2020 tarihli ve 2019/373 Esas, 2020/8878 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; 2942 sayılı Kanun’nun 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası gereği belirtilen on beş günlük süre yerine iki haftalık kesin süre verildiği gibi, ikinci kez süre verilmemesi nedeniyle Kanuna uygun verilmiş bir süre olmadığından, davacı idare vekiline tespit edilen kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için on beş gün süre verilmesi, tespit edilen bedel bloke edilmez ise ikinci kez on beş günlük süre verilmesi düşünülmeden, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 27.09.2022 tarihli ve 2022/173 Esas, 2022/400 Karar sayılı kararı ile bozma gereği yerine getirilerek fark kamulaştırma bedeli ikinci kez verilen kesin süreye rağmen bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tespit edilen kamulaştırma bedelinin gerçek değerinden yüksek belirlendiğini, davacı idarece kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 10 uncu maddesinin 8 inci fıkrası.

3.Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak dava konusu taşınmazın tespit edilen kamulaştırma bedel farkını depo edilmesi için davacı idareye 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca iki kez süre verildiği hâlde, davacı idarece fark bedelin bloke edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz dilekçesinde ileri sürülen diğer nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

4. Mahkemenin 02.05.2013 tarihli ve 2012/967 Esas, 2013/262 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın fen bilirkişi …’nın krokili raporunda B harfi ile gösterilen 5548,52 metrekarelik kısmın davalı üzerindeki tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verildiği hâlde, tapunun eski hâline getirilmesi ve davalı tarafa ödenen ya da bankaya bloke edilen 3.107.171,20 TL’nin davacı idareye iadesine ilişkin hüküm kurulmaması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddeinin yedinci fıkrası gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararına iki ayrı bent olacak şekilde; ”İzmir ili, Bornova ilçesi, … Mahallesinde kain 419 parsel sayılı taşınmazın Mahkemesinin 02.05.2013 tarihli ve 2012/967 Esas, 2013/262 Karar sayılı karar ile dava konusu taşınmazın fen bilirkişi …’nın krokili raporunda B harfi ile gösterilen 5548,52 metrekarelik kısmın mülkiyeti yol olarak terkin edildiğinden tapu kaydının iptali ile yeniden davalı … adına tapuya tesciline”, ” İzmir 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/967 Esas, 2013/262 Karar sayılı kararı ile davalıya ödenen 1.819.735,25 TL ile 2014/519 Esas, 2016/227 Karar sayılı kararı ile ödenen 1.287.435,95 TL olmak üzere toplam 3.107.171,20 TL’nin davalıya ödeme yapılmış ise davalıdan alınarak davacıya iadesine, ödeme yapılmamış ise depo edildiği bankadan davacı tarafa iadesine” ibarelerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTEREK ONANMASINA,

03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.