Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/14817 E. 2023/8306 K. 03.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14817
KARAR NO : 2023/8306
KARAR TARİHİ : 03.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2018/577 Esas, 2022/96 Karar
KARAR : Ret

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkin davada verilen kararın temyiz incelemesi sonunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda fark bedel depo edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı idare vekilince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 03.10.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat … gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, Bornova ilçesi, … Mahallesi 90 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerli konumda arsa niteliğinde olduğunu, taşınmaza idarece teklif edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük ve rayiçlerinin çok altında olduğunun kabul edilmesi mümkün olmayıp, taşınmazın kamulaştırma bedelinin (rayiç değerinin) mahkemece tespitini, tespit edilen bedelin müvekkile ödenmesi şartıyla taşınmazın müvekkil adına olan tapusunun iptal ile davalı idare lehine tapudan yol olarak terkinini talep ettiklerini beyan etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 30.01.2014 tarihli ve 2013/86 Esas, 2014/43 Karar sayılı kararı ile kamulaştırma bedelinin 209.048,38 TL olarak tespitine ve dava konusu taşınmazın kamulaştırılan kısmının tapu kaydının iptali ile davacı kurum adına tapuya kayıt ve tesciline, yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 30.01.2014 tarihli ve 2013/86 Esas, 2014/43 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde; mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 13.05.2013 tarihli bilirkişi kurulu raporunda dava konusu taşınmazın metrekaresine inşaatçı bilirkişiler … ve … tarafından 1.104,22 TL değer biçildiği, bu rapora diğer inşaatçı bilirkişiler … ve … ile mülk bilirkişisi … tarafından muhalefet şerhi konulduğu, mahkemece hükme esas alınan ve inşaatçı bilirkişiler … ve … ile mülk bilirkişisi … tarafından düzenlenen 10.09.2013 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda ise aynı taşınmazın metrekaresine başka bir emsalle 606,00 TL değer biçildiği, bu rapora da inşaatçı bilirkişiler … ve … tarafından muhalefet şerhi konulduğu anlaşılmış olup, aynı taşınmaz için tespit edilen m² birim fiyatları arasında fahiş fark bulunması sebebiyle rapor hüküm kurmaya elverişli olmadığı gibi, bilirkişi raporunda kıyas emsal olarak kabul edilen taşınmaz da başka bir ilçede bulunduğundan yapılan karşılaştırmada inandırıcı görülmemiştir. Dava konusu taşınmazda kamulaştırmadan arta kalan kısmın geometrik şekli ve kamulaştırmanın otoyol yapmak amacıyla yapıldığı hususu dikkate alındığında bu kısımda değer düşüklüğü olacağı düşünülmeden aksi görüşle yazılı şekilde hüküm kurulması, davacı idare tarafından düzenlenen kıymet takdir raporunda taşınmaz üzerinde yapı ve ağaç bulunduğu tespit edildiği hâlde, Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda gerekçesi açıklanmadan yapı ve ağaç bedelinin hesaplamaya dahil edilmemesi, taşınmazın kamulaştırılarak yola dönüştürülen bölümünün davacı idarenin talebi doğrultusunda 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 999 uncu maddesi uyarınca tapudan terkini yerine tesciline karar verilmesi, ve 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içinde sonuçlandırılamayan davada kamulaştırma bedeline uygulanacak faizin karar tarihine kadar işletilmesi gerektiği hususunun hüküm fıkrasında belirtilmemesi gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin usulüne uygun verilen süreler içerisinde idare tarafından depo edilmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin uygun olmadığını, ödenek geldiğini ve bedelin depo edildiğini, ancak dekont ellerine geç ulaştığından bu aşamada sunabildiklerini, usul ekonomisi gereği davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerektiğini, bedelin fahiş belirlendiğini, dava konusu taşınmazın arsa vasıflı taşınmaz olmadığını, kamulaştırmadan arta kalan kısımda değer kaybı olamayacağını ileri sürerek, bedelin depo edildiğini gösteren banka dekontlarını dilekçesi ekinde dosyaya sunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tespit edilen kamulaştırma bedelinin bloke edilmesi için davacı idare vekiline verilen süreler içerisinde kamulaştırma bedelinin depo edilmediği, davacı idarenin 03.03.2022 tarihli son celsede belirlenen bedeli ödenek yetersizliği nedeni ile depo edemediklerini belirttiği, karardan sonra temyiz dilekçesi ekinde sunulan banka dekontuna göre depo kararının yerine getirildiği; ancak davalı vekilinin 03.03.2023 tarihli duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep ettiği gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile ilgili hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,

Aleyhine temyiz olunan davalı yararına 21.09.2023 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin temyiz eden davacı idareden alınmasına,
Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.