Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/14722 E. 2023/2851 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14722
KARAR NO : 2023/2851
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Adıyaman ili, … ilçesi, … Mahallesi 152 ada 19 parsel sayılı taşınmaz üzerine davalı kurum tarafından tesis edilen şerhin terkinini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; Adıyaman ilinde her yıl sayısı 5000’i geçen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarının açıldığını, yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmesi hâlinde davacı lehine belli bir miktar tazminata, davalı kurum lehine de irtifak hakkı tesciline karar verildiğini, irtifak hakkının tapuda tescil edilebilmesi için kararın kesinleşmesi gerektiğini, ayrıca tescilin yapılabilmesi için ilâmda adı geçen davacının tescil tarihinde malik olması gerektiğini, dava açan maliklerin yargılama aşamasında ve hatta karar kesinleştikten sonra mülkiyet devri gerçekleştirebildiklerini, bu hâlde irtifakın tescilinin mümkün olmadığını, kurumun ilâmla kendisine yüklenen bedeli ödemesine rağmen bu bedel karşılığı hak kazandığı irtifakı tescil edemediğini, açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarına sundukları cevap dilekçelerinde tapu kaydına “davalıdır” şerhi koyulmasını talep etmelerine rağmen mahkemelerce bu taleplerinin dikkate alınmadığını, bu durumda mahkemece “davalıdır” şerh taleplerinin kabul edilmediği için tescil yapılamadığından, yeni maliklerin aynı taşınmaz ve aynı enerji nakil hattı için dava açabildiklerini ve müvekkili kurumun yeniden kamulaştırma bedeli ödemek durumunda kaldığını, bu tür davaların ülke genelindeki yoğunluğu düşünüldüğünde ciddi boyutta bir kamu zararı oluştuğunu, bu kamu zararının önüne geçebilmek amacıyla kurumları elinde bulunan tek imkân olarak 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca tanınan imkânı kullanmaktan başka çaresinin kalmadığını, tüm bu nedenlerle kuruma başvuru yapılmadan açılan davanın reddini, mahkeme aksi kanaatteyse dava açılmadan önce kuruma başvuru yapılmaması sebebiyle aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmemesini, vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi hâlinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin (AAÜT) 22 nci maddesi hükümlerinin uygulanmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, Adıyaman ili, … ilçesi, … Mahallesi 152 ada 19 parsel sayılı taşınmazda davacının hissesi üzerine 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince konulmuş olan 17.03.2020 tarihli ve 6930 yevmiye numaralı şerhin iptaline, davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkil kuruma karşı daha önce kamulaştırmasız el atma davası açılmış olup tapu kaydına dava konusu şerhin anılan davaya istinaden konulduğunu, kamulaştırmasız el atma davasının amaç ve sonuç itibarıyla kamulaştırma davasıyla aynı nitelikte olduğunu, Kanun’un bu maddesinin kamulaştırmasız el atma davalarında da uygulanabileceğini, kamulaştırmasız el atma davalarında kurum lehine hükmedilen irtifak hakkının tescilinin davacıların taşınmaz mülkiyetini devri sebebiyle yapılamadığını, kamulaştırmasız el atma davalarında sundukları cevap dilekçelerinde “davalıdır” beyanı konulmasını talep etmelerine rağmen mahkemelerce bu taleplerinin dikkate alınmadığını, bunun yanında mahkeme kararlarının tapu müdürlüğüne ivedi bir şekilde gönderilmemesi veya gönderilse dahi tapu müdürlüğünün işlem yapmaması sebebiyle satış yapılması sonucunda tescil işlemlerinin yapılamadığını, yeni malikler aynı taşınmaz ve enerji nakil hattı için yeniden dava açtığında mükerrer kamulaştırma bedeli ödemek zorunda kalındığını, şerhin kaldırılması için müvekkil kuruma veya tapu müdürlüğüne başvurmadan davacının kamu kurumuna yargılama gideri ve vekâlet ücreti ödetmek için şerhin terkini davalarının açıldığını, davacı vekili tarafından toplu olarak seri dava niteliğinde şerh terkini davaları açılmış olması karşısında davanın kabulü hâlinde AAÜT’nin 22 nci maddesine göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adıyaman Tapu Müdürlüğünün yazılarından şerhin terkini için ilgili idarenin resmî yazısı ile talepte bulunması şartı arandığı ve bu nedenle resen işlem yapılmadığı, ayrıca idarenin de terkin için başvuruda bulunmadığı anlaşıldığından, davacının mülkiyet hakkını sınırlandıran bu şerhin kaldırılmasına ilişkin iş bu davayı açmakta hukukî yararı bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesince şerhin kaldırılmasına karar verilmesinde; ayrıca AAÜT’nin 22 nci maddesindeki düzenleme değerlendirildiğinde, toplamda on dosyaya kadar açılan seri davalarda her bir dosya için ayrı ayrı tam avukatlık ücretine hükmolunması gerektiğinden ilk derece mahkemesinin vekille temsil edilen davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca tam maktu vekâlet ücreti takdir etmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek istinaf başvusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; toplu olarak seri dava niteliğinde şerh terkini davaları açılmış olması karşısında davanın kabulü hâlinde AAÜT’nin 22 nci maddesine göre vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca konulan şerhin terkini istemine ve vekâlet ücretinin miktarına ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin (b) bendi.

3. AAÜT’nin 22 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.