Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/14664 E. 2023/5564 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14664
KARAR NO : 2023/5564
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 12 nci maddesinin altıncı fıkrasından kaynaklanan mücavir alanda kalan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; ecrimisil talebi yönünden davanın reddine, tazminat talebi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların bir kısmının 2005 yılında baraj yapımı esnasında kamulaştırıldığını, geriye kalan kısmın baraj ve yol yapım çalışmaları nedeni ile kullanılamaz hale geldiğini, taşınmaza ulaşım yolunun dahi kalmadığını, baraj kapakları açıldığı zaman taşınmazların sular altında kaldığını, müvekkili tarafından söz konusu taşınmazların da kamulaştırılması için idareye başvurulduğunu ancak netice alınamadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için ecrimisil ve taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın idari yargıda açılması gerektiğinden davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 2942 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi uyarınca çıkarılmış olan Baraj İnşaatı için Yapalın Kamulaştırmalarda Kamulaştırma Sahasına Mücavir Taşınmaz Malların Kamulaştırılması Hakkında Yönetmelik ile mücavir alan kamulaştırmalarının ne zaman ve ne şekilde yapılacağı hususları düzenlenmiş olduğunu, kamulaştırma için yapılacak müracaatın süresinde olması gerektiğini, mevcut durum açısından bu şartlar henüz gerçekleşmediğinden taşınmazın kamulaştırılmasının mümkün görünmediğini, dava konusu taşınmaza ulaşımın mümkün olduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 14.06.2016 tarihli ve 2015/12 Esas, 2016/193 Karar sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak ecrimisil talebinde bulunulmuş olmasına rağmen bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmadığı gibi, 2942 sayılı Kanunu’nun 12 nci maddesinin altınca fıkrası 27.03.2018 tarihli ve 30373/2 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7103 sayılı Kanun uyarınca değiştirildiği, 7103 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinde “Baraj inşası için yapılan kamulaştırmalar sonunda kamulaştırma sahasına mücavir taşınmaz mallar, kamulaştırma işleminin tamamlandığına ilişkin ilanın indirildiği tarihten itibaren bir yıl içinde sahiplerinin yazılı başvurusu üzerine çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulup bozulmadığı, ekonomik veya sosyal yönden yararlanılmasının mümkün olup olmadığı yönlerinden ilgili valilikte kurulan komisyon tarafından incelenir. Komisyonca yapılan inceleme sonucunda çevrenin sosyal, ekonomik veya yerleşme düzeninin bozulduğuna ve taşınmaz maldan yararlanılmasının mümkün olmadığına karar verilmesi halinde taşınmaz mal kamulaştırmaya tabi tutulur. Taşınmaz mal sahibinin bu kapsamda açacağı davalarda ilgili valilik komisyonuna başvurulması dava şartıdır.” hükmü getirildiği, 2942 sayılı Kanunu’na geçici 13 üncü maddesi olarak, “Bu Kanun’un 12’nci maddesinin altıncı fıkrası hükümleri, görülmekte olan davalarda da uygulanır ve dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilerek, dava açanların dosyalarının mahkeme tarafından ilgili valilik komisyonuna gönderilmesine karar verilir. Reddedilen davalarda yargılama gideri kamu üzerine bırakılır ve davalı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.” hükmünün eklendiği, bu durumda tazminat istemi yönünden yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince işlem yapılmak üzere; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 24.12.2019 tarihli ve 2019/418 Esas, 2019/601 Karar sayılı kararı ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; mahkemece bozma kararına uyularak davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiş ise de 07.05.2021 tarihli ve 31477 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 03.03.2021 tarih 2018/99 Esas, 2021/14 Karar Sayılı kararı ile 27.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı Kanun’un 28 inci maddesiyle 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 13 üncü maddenin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği nazara alındığında, işbu davanın esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın ecrimisil istemi yönünden reddine, tazminat yönünden ise kabulüne, dava konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarının az olduğunu, dava konusu taşınmazların karar tarihindeki güncel değerleri üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarenin dava konusu taşınmazlara fiili ya da hukuki el atmasının söz konusu olmadığını, 2942 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinde belirtilen 30 günlük yasa süre içinde davacıların idareye başvuruda bulunmadığını, davanın Valilik komisyonuna başvuru şartı tamamlanmadığı için davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, reddedilen ecrimisil talebi yönünden idare lehine nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğunu, idare harçtan muaf olduğu halde harçla yükümlü tutulmasının yerinde olmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin altıncı fıkrasından kaynaklanan mücavir alanda kalan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemi hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 12 nci maddesinin altıncı fıkrası.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Hükme esas alınan fen raporunda dava konusu taşınmazların mutlak koruma alanında kalıp kalmadığı hususunda gerekli araştırma yapılmadığından alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu nedenle yeniden fen raporu alınarak dava konusu taşınmazların mutlak koruma alanında kalıp kalmadığı, kısa mesafeli veya uzun mesafeli koruma alanında kaldığının tespiti halinde ise taşınmazın fiilen kısıtlanma durumu göz önüne alınarak değer kaybı yönünden hesaplama yapılması gerekirken eksik inceleme ile taşınmazların tamamının bedeline hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle
Taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile temyiz olunan Borçka Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,

Davalılardan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi