YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14652
KARAR NO : 2023/2460
KARAR TARİHİ : 14.03.2023
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalan taşınmaz nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini ve taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tescili istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi 57 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kesinleşmiş orman tahdit sınırları içinde kalması nedeniyle uğranılan zararın işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline karar verilmesini, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde özetle; husumetin Orman Genel Müdürlüğüne yöneltilmesi gerektiğini, taşınmazın özel mülkiyete konu olamayacağından tazminat da talep edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazın orman sınırları içinde kalan kısmının bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, davacı adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin taraf sıfatının bulunmadığını, dava açmak için gerekli şartların oluşmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, bilirkişi raporunun hatalı düzenlendiğini, belirlenen bedellerin gerçeği yansıtmadığı gibi miktar olarak fahiş olduğunu, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taşınmazın, kuru tarım arazisi niteliğinde olduğu kabul edilerek, İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün buğday ve kavun ürünlerine ilişkin maliyet cetveli kullanılarak, dava tarihi olan 2019 yılı itibarıyla bulunan net gelir üzerinden değer belirlemesi yapıldığını, değerlendirme tarihi olan dava tarihi itibarıyla İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne ait 2019 yılına ilişkin maliyet cetveli, istinaf incelemesi için gelen başka dosyadan, dosya arasına alınarak raporun denetiminin yapıldığını, kuru tarım arazisi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu ile % 5 kapitalizasyon faiz oranı uygulanması, masraf hesabının Yargıtay içtihatlarına göre değerlendirilmesinin doğru olduğu; resmi verilere göre kavun ürününün verimi 2.100,00 kg/Da, ortalama satış fiyatı 1,50 TL, brüt gelir 3.150,00 TL/Da, üretim gideri 1.100,00 TL/Da ve dolayısıyla net gelir 2.050,00 TL/Da olması gerektiği hâlde, bilirkişi raporunda 1.845,00 TL olarak alınmış olması hatalı ise de davacı tarafın istinaf talebi bulunmadığından, işbu hatanın davalı aleyhine değerlendirilmediği belirtilerek davalı Hazine vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dosya içeriğinden dava konusu İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi 57 ada 2 parsel sayılı 29.232,00 m² alanlı zeytinlik vasfında taşınmazın 4/5 oranındaki hissesinin davacı tarafından 29.05.2013 tarihinde satın alındığı, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede kısmen 3116 sayılı Orman Kanunu’na kısmen de 6831 sayılı Orman Kanunu’na (6831 sayılı Kanun) göre orman kadastrosu yapılmış ormanlarda 6831 sayılı Kanun’un 3302 sayılı Kanun’la değişik 2/B maddesinin uygulama çalışmaları sonucunda taşınmazın 10.424,58 m²lik bölümünün orman sayılan yer olduğu gerekçesiyle taşınmaz tapu kaydına 16.05.2014 tarihli “Orman Sınırları İçinde kalmaktadır.” şeklindeki şerh düşüldüğü, ancak tapu kaydının iptal edilmediği, bilirkişi kurulu raporlarından bu kısmın fiilen de orman tahdit sınırları içinde kaldığı, davacının 22.10.2019 tarihinde eldeki davayı açtığı anlaşılmıştır.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine göre arazi olarak kabul edilerek gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince davalı Hazineden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.