Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/14595 E. 2023/2125 K. 07.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14595
KARAR NO : 2023/2125
KARAR TARİHİ : 07.03.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi, 26121 ada 2 parsel sayılı taşınmazın davalı idare tarafından kamulaştırılmadığı halde fiilen yol yapılmak suretiyle kullanıldığını bu nedenle taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen davacı payının tapusunun iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın yola terk olarak ayrılan kısmının … Belediye Başkanlığının yaptığı Revizyon İmar Planı ile yolda kaldığından … Belediye Başkanlığının sorumlu olduğunu, taşınmazın bedelinin usulüne uygun belirlenmediğini, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazın … Belediye Meclisinin 04.05.1988 tarihli kararı ile onaylanan 1/1000 ölçekli … Mahallesi 2 inci Kısım Islah İmar planı ile parselin güney doğu cephesinde 10 metrelik bir yol düzenlendiği, 11.08.1997 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli … Mahallesi Revizyon İmar Planı doğrultusunda revize edilen 81031 nolu parselasyon planı ile 3073 m² alanlı 26121 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 273 m²lik kısmının yola giden olarak ayrıldığını, kalan 2800 m²lik kısmının 2621 ada 5 parsele dahil edildiği, parselin güney doğu cephesindeki yolun 15 metreye çıkarıldığı, dava edilen kısmın bu yola giden olarak ayrılan 273 m²lik kısım olduğu ve 15 metrelik imar yolunda kaldığı, halen tapuda malikleri adına yaşamaya devam etmekle birlikte fiilen yol olarak kullanıldığından bahisle arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza emsal karşılaştırılması yoluyla değerinin tespit edilmesinin ve belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesinin doğru olduğunu, bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların yerinde görülmediğini, mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu alanın … Belediye Başkanlığı tarafından yapılan parselasyon planında ayırma çapı düzenlenmeden yola terk alanı olarak ayrıldığını, emsal mahkeme kararları doğrultusunda sorumluluğun ilçe belediyesine ait olduğunu, haklarında açılan davanın husumetten reddi gerektiğini, tespit edilen bedelin fahiş olduğunu, emsal karşılaştırmasının Kanun ve Yargıtay içtihatlarına uygun olarak yapılmadığını, tapu kaydındaki ihtiyati tedbir kararının içeriği araştırılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dosya içindeki bilgi, belge ve fen bilirkişinin 09.02.2021 tarihli krokili raporundan; dava konusu taşınmazın 1997 yılında 1/1000 ölçekli … Mahallesi revizyon imar planı ve … Belediye Başkanlığı Encümeninin onayladığı 81031 nolu parselasyon planı ile 3073 metrekare yüzölçümlü 26121 ada 2 parselin 273 metrekarelik kısmının yola giden olarak ayrılıp kalan 2800 metrekarelik kısmının 26121 ada 5 parseline dahil edildiği, dava konusu olan ve yola giden olarak ayrılan kısımın fiilen 15 metrelik imar yolunda kaldığı anlaşıldığından husumetin davalı idareye yöneltilmesi doğrudur.

3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak, aynı bölgeden gelen ve Dairemiz denetinimden geçen dosyalarda belirlenen metrekare birim fiyatları ile uyumlu olarak değer biçilerek alınan rapor uyarınca bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.