Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/14421 E. 2023/4897 K. 15.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14421
KARAR NO : 2023/4897
KARAR TARİHİ : 15.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) mülga 17 nci maddesi uyarınca açılan davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 321 ada 15 Parsel sayılı davalılar adına kayıtlı taşınmazın 11. Tugay Komutanlığına ait Askeri Saha içerisinde kaldığını, bu taşınmazın Milli Savunma Bakanlığınca kamulaştırıldığını, Takdir Komisyonunca taşınmaz için biçilen değerin 6830 sayılı İstimlak Kanunu (6830 sayılı Kanun) hükümlerine uygun olarak bankaya makbuz karşılığı ve davalıların nam ve hesabına bloke edildiğini, davalılar ve varislerinin bugüne kadar kamulaştırma işlemine ve kamulaştırma bedeline karşı herhangi bir dava açmadıklarını beyanla davaya konu taşınmazın 6830 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi gereği davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 21.05.1984 tarihli ve 1983/50 Esas, 1984/125 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve davaya konu taşınmazların davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 08.03.2016 tarihli ve 2014/6705 Esas, 2016/3993 Karar sayılı ilâmı ile; bir kısım davalıların dava tarihinden evvel vefat ettikleri, bir kısmının ise yargılama sırasında vefat ettikleri, bu kapsamda taraf teşkilinin tam olarak sağlanmaksızın esas hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı, dava konusu 28 parça taşınmaz hakkındaki yargılamanın sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için her bir parsel yönünden davaların ayrılması gerektiği gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.

B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Mahkemenin 27.11.2019 tarihli ve 2018/710 Esas, 2019/1355 Karar sayılı kararı ile bozmaya uyularak verilen tefrik kararı sonrası davanın kabulüne karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare ve bir kısım davalılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizin 17.06.2021 tarihli ve 2020/5416 Esas, 2021/9070 Karar sayılı ilamı ile; dava konusu taşınmazın Denizli İl İdare Kurulunun 23.08.1973 tarih ve 1973/1448 sayılı kamu yararı kararı uyarınca kamulaştırılmasına karar verildiği, kamulaştırma tarihinde malik olan davalı-muris Habibe Akçetin adına çıkarılan noter tebliğinin “muhatabın kızı …’e” 31.01.1974 tarihinde tebliğ edildiği, tebligatın yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Tebligat Kanunun 16 ncı maddesi “Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan aile efradından veya hizmetçilerinden birine yapılır.” şeklinde düzenlenmiş olup, bu maddeye göre tebligatın üzerinde kendisine tebliğ yapılacak kişinin evde bulunmama sebebi ile tebligatı alan kişinin muhatap ile aynı çatı altında oturduğunun belirtilmesi gerekli olup, yapılan tebligatta muhatabın adreste bulunmama sebebi ile muhatabın kızı ile birlikte oturduğunun yazılmadığı anlaşıldığından, adı geçen murise yapılan tebligat geçersiz olduğu gibi dosyada mevcut 58 inci Er Eğitim Tümen Saymanlığının 15.02.1974 tarih ve 187 sayılı yazısında da dava konusu taşınmaza ilişkin davalı-muris … adına kamulaştırma bedelinin şartlı olarak ikinci bir işâra kadar ödeme yapılmamak kaydı ile bankaya yatırılmış olduğunun anlaşıldığı, bu itibarla kesinleşmiş bir kamulaştırma işleminin varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Üçüncü Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde, 6830 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi düzenlenmesinde kamulaştırma bedelinin kayıtsız şartsız ödenmesine ilişkin düzenleme bulunmadığını, kamulaştırma işlemi usul ve kanuna uygun yapılmış olup, kamulaştırmanın kesinleştiğini, noter tebliğinin usulüne uygun olduğunu, noter tebliği usulsüz olsa bile noter tebliğinden haberdar olduklarından usulsüz tebligatın usulüne uygun hale geldiğini, tapu kaydında malik olarak gözüken Habibe Akçetin’in tebligattan haberdar olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 nci maddesi uyarınca tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un mülga 17 inci ve geçici 1 inci maddeleri.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mahkemenin verilen 27.11.2019 tarihli kararında davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararın da dahili davalılardan …, …, …, … ve … tarafından temyiz edilmediği nazara alındığında, bu davalılar yönünden davanın kabulüne ilişkin karar davacı idare lehine usuli kazanılmış hak oluşturacağı gözetilmeden adı geçen dahili davalıların payını da kapsar şekilde davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

15.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.