YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14375
KARAR NO : 2023/4081
KARAR TARİHİ : 26.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı Hazine adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Hazine ve davalı … vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Hazine vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 226 ada 2 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı Hazine adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafa tebligat yapılmadan taraf teşkili sağlanmadan keşif yapıldığını ve bilirkişi raporu alınmasının doğru olmadığını, taşınmazın kapama ceviz bahçesi vasfının göz ardı ederek maddi gerçekle bağdaşmayan değerlendirme yapıldığını belirterek taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; acele kamulaştırma dosyasında belirlenen kısmının mahsubu ile bankaya depo edilen fark bedelin karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ve taşınmazın baraj gölü sahası içerisinde kalması sebebiyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun (3402 sayılı Kanun) 16 ncı maddesinin (c) bendi hükmü uyarınca tapudan terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine ve davalı … vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın vasfının yeterli şekilde incelenmediğini, ziraat bilirkişisi raporunda taşınmazın su kaynaklarından götürülen arklarla sulandığının belirtildiğini, fakat suyun taşınmazın her mevsim sulanmasında yeterli olup olmadığının, ayrıca kaynağının neresi olduğunun araştırılmadığını, eksik araştırma ile taşınmazın sulu tarım arazisi kabul edilmesinin doğru olmadığını, üzerinde ekilen ürünler ve münavebenin gerçeği yansıtmadığını, dava konusu taşınmazın ülkenin en kurak bölgesinde olduğu hâlde münavebeye nadasın dahil edilmediğini, ürün verimlerinin ortalamanın üzerinde alındığını, hükmedilen kapitalizasyon faiz oranının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafa tebligat yapılmadan taraf teşkili sağlanmadan keşif yapılmasının ve bilirkişi raporu alınmasının doğru olmadığını, taşınmazın kapama ceviz bahçesi vasfı göz ardı ederek maddi gerçekle bağdaşmayan değerlendirme yapıldığını, objektif değer artış oranı uygulanması gerektiğini belirterek taşınmazın gerçek değerinin tespit edilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kısmen sulu tarım arazisi kısmen kapama karışık meyve bahçesi ve kapama kavaklık niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir metodu esas alınarak, taşınmazın objektif değer artışı uygulanmasını gerektiren bir niteliğinin bulunmadığı kabul edilerek üzerinde bulunan tel çite ise niteliğine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak kamulaştırma bedelinden mahsup edilen acele el koyma bedelinin hatalı yazılması suretiyle ödenecek fark bedelin yanlış belirlenmesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi ile 27.11.2020 tarihli ve 31317 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal edildiği nazara alınarak kamulaştırma fark bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine ve derhâl ödenmesine ilişkin olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Hazine vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu ve 11 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama karışık meyve bahçesi niteliğindeki … ili, … ilçesi, … köyü 226 ada 2 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net gelir esas alınarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda sulu arazi niteliğindeki taşınmaza uygulanan kapitalizasyon faiz oranı doğru olduğu gibi tespit edilen bedel aynı kamulaştırma kapsamında kalan, benzer özellikteki Dairemiz denetiminden geçen dosyalardaki metrekare birim fiyatları ile uyumludur.
4. Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan tel örgü ve fidan bedeline maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Hazine vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı Hazine harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.