YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14250
KARAR NO : 2023/4039
KARAR TARİHİ : 26.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, … köyü 136 ada 38 ve 29 parsel, 135 ada 3 parsel, 130 ada 12 parsel, 129 ada 5 parsel, 106 ada 1 parsel ve 135 ada 21 parsel sayılı taşınmazların davalı idare tarafından herhangi bir kamulaştırma kararı alınmadan ve dava açılmadan baraj çalışması nedeniyle el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin ve ecrimisilin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazlar için 09.08.2011 tarihli kamu yararı kararına istinaden kamulaştırma kararı verildiğini, idarece kamulaştırma işlemlerine başlandığını ancak bedelde anlaşma sağlanamadığından bir sonraki adıma geçilecek iken davacının bu süreci beklemeden dava açtığını davacının kötüniyetli olduğunu, kamulaştırmasız el atmanın şartlarının oluşmadığını bu sebeplerle davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatı ve ecrimisil bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazların bedelinin yüksek belirlendiğini, davalı idare vekilinin istinaf dilekçesi istinaf gideri süresinde yatırılmadığı gerekçesi ile mahkemece reddedilmesi üzerine davalı idarece sunulan istinaf dilekçesinde ise Covid 19 salgını nedeniyle Resmî Gazete’nin 31114 sayısında yayımlanan 30.04.2020 tarihli genelge ile sürelerin 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığı ve bu tarihten önce istinaf gideri yatırıldığından dolayı istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin 10.04.2021 tarihli ek kararın da doğru olmadığını ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Covid 19 salgını nedeniyle Resmî Gazete’nin 31114 sayısında yayımlanan 30.04.2020 tarihli genelge ile tüm Adli Sürelerin 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığı ve bu tarihten önce davalı idarece istinaf gideri yatırıldığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına ilişkin mahkemenin aynı sayılı 10.04.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra davalı idarenin istinaf itirazları doğrultusunda yapılan incelemede; dava konusu taşınmazlara davalı idarece kamulaştırma yapılmaksızın baraj yapılarak el atıldığından taşınmazların arazi niteliğinde kabulü ile net ürün geliri esas değer biçilmesinde ve belirlenen el atma bedeli ve ecrimisilin davalıdan alınarak davacıya verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir, ancak; tapu kaydındaki takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması doğru görülmediğinden hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş, ayrıca 135 ada 3 parsele fiili ve sürekli el atma söz konusu olmadığından davanın reddi gerektiğini, dava konusu taşınmazların kuru arazi olduğu açık olmasına rağmen sulu olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, kapitalizasyon faiz oranının hatalı belirlendiğini, kavak ağaçlarının hesaplamaya dahil edilmesinin uygun olmadığını, kamulaştırma ilkelerine uygun düşmeyen bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Arazi niteliğindeki … ili, … ilçesi, … köyü 136 ada 38 ve 29 parsel, 135 ada 3 parsel, 130 ada 12 parsel, 129 ada 5 parsel, 106 ada 1 parsel ve 135 ada 21 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesi, dava konusu taşınmazların davacı adına olan tapu kaydının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazların hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.