YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/14020
KARAR NO : 2023/2580
KARAR TARİHİ : 15.03.2023
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne kesin olarak karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik,süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Bölge Adliye Mahkemesince, bedel yönünden her bir davalıya isabet eden miktar itibarıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince kesin olmak üzere karar verilmiş ise de 15.04.2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas, 2022/21 Karar sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin “kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde; temyiz yoluna başvurulabilen kararları düzenleyen 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi için de aynı hususun uygulanması gerektiğinden 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen miktar itibarıyla kesinlik sınırına bakılmaksızın davanın niteliği gereği temyiz yolunun açık olduğu kabul edilmelidir.
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmekle, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Manisa ili, … ilçesi, … Mahallesi 194 parsel sayılı 9.440,00 m² miktarlı taşınmazın 1.314,67 m²lik kısmı için daimi irtifak hakkı kamulaştırma bedelinin tespiti ile müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin; idarenin Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenen kısmının hükmün kesinleşmesi beklenmeksizin davalı tarafa ödenmesine, geri kalan miktarın ise karar kesinleştiğinde davalı tarafa ödenmek üzere bankada üçer aylık vadeli hesapta tutulmasına ve irtifak hakkının davacı idare lehine tapuya tesciline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, sulu tarım arazisi olarak değerlendirilen taşınmazın ne şekilde sulandığına ilişkin özel bir tespit yapılmadığını ve sulama giderlerinin miktarının açıkça belirtilmediğini, objektif değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, kapitalizasyon faizinin düşük belirlendiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu, irtifak nedeniyle oluşan değer azalış oranının yüksek belirlendiğini, kıymet takdir raporunda belirlenen bedel ile aralarında fahiş fark bulunduğunu, davacı idare lehine de vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan net gelir hesabının hatalı olduğunu, resmî veri ortalamasının altında alınarak düşük bedel belirlendiğini, dava konusu taşınmazda irtifak nedeniyle oluşacak değer azalışının düşük hesaplandığını, dava konusu taşınmazın konumu dikkate alındığında, belirlenen objektif değer artışının düşük olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kısmen arazi, kısmen kapama bağ niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca değer biçilmesinin yöntem itibarıyla doğru olduğunu; ancak üretim masraflarının brüt gelirin %50’sini geçmediğinin anlaşılması hâlinde ekonomik tarım yapılabileceği de dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği, taşınmazın ekonomik değer ifade eden ilk ürünü yaş üzüm olduğundan İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 2019 yılı … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü yaş üzüm verisi getirtilerek, resen yapılan hesaplama sonucu tespit edilen metrekare birim fiyatına % 200 oranında objektif değer artışı uygulamak suretiyle, tapu kaydındaki eski tarihli irtifak hakkı nedeniyle taşınmaz üzerinde meydana gelecek değer düşüklüğü oranı belirlenip hükmedilen bedele yansıtılarak hesaplanan kamulaştırma bedeli üzerinden, fark bedel bloke ettirilerek 7139 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesiyle 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin değiştirilen sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesi, 27.11.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 16.07.2020 tarihli ve 2018/104 Esas, 2020/39 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğinden üçer aylık vadeli hesaba bloke edilen ve karar kesinleştiğinde ödenmesine karar verilen kamulaştırma bedelinin işlemiş nemalarıyla birlikte davalıya derhâl ödenmesine, bu bedele Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesine karar verilmesine ilişkin 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üçüncü alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; Anayasa Mahkemesinin 24.02.2022 tarihli ve 2021/34 Esas sayılı kararı ile 6100 sayılı Kanun’un 341 inci maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesinin kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalar yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilerek kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkin davalara yönelik kesinlik sınırı kaldırıldığı hâlde, Bölge Adliye Mahkemesince kesin olarak karar verilmesinin hatalı olduğunu, %200 oranında objektif değer artış oranı uygulanarak belirlenen bedelin yüksek olduğunu, münavebeye yüksek gelir getiren ürünler alınarak yüksek bedel belirlendiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporu ile idarece düzenlenen kıymet takdir raporu arasında fahiş fark bulunduğunu, kapitalizasyon faizinin hatalı belirlendiğini, kamulaştırma bedelinin karar kesinleşmeden davalıya ödenmesinin hatalı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama bağ niteliğindeki Manisa ili, … ilçesi, … Mahallesi 194 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca 2019 yılı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü verilerine göre hesaplanan net geliri esas alınarak değer biçilmesi, taşınmaz malın niteliği, tamamının yüzölçümü, geometrik durumu ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirlenmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesi yerindedir.
3. Dava konusu taşınmazın hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özelliklerine ve dosya kapsamına göre uygulanan kapitalizasyon faiz oranı ve objektif değer artış oranı uygun görülmüştür.
4. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yerindedir.
5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.