YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13909
KARAR NO : 2023/3282
KARAR TARİHİ : 03.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 31 inci maddesinin (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 544 ada 375 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin (b) bendi gereğince konulan şerhin terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında kurumları lehine hükmedilen irtifak hakkının tescilinin, davacıların taşınmaz mülkiyetini devretmesi nedeniyle yapılamadığını, irtifak hakkının tapuda tescili için kararın kesinleşmesi ve ilâmda adı geçen davacının tescil tarihinde malik olması gerektiğini, davacıların yargılama aşamasında ve karar çıktıktan sonra dahi mülkiyet devri gerçekleştirdiklerini, bu nedenle irtifakın tescilinin mümkün olmadığını, müvekkili kurumun irtifak bedelini ödemesine rağmen bedel karşılığı hak kazandığı irtifakı tescil edemediğini, bu nedenle kamu zararı meydana geldiğini, davalı idarenin kamu zararının önüne geçebilmek için tek imkânın dava konusu tazminata dayanak teşkil eden enerji nakil hatları üzerinde bulundukları taşınmazların tapu kayıtlarına 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin (b) bendi uyarınca konulacak şerh olduğunu, kurumun amacının davacının mülkiyet hakkını kısıtlamak olmadığını, yargılama sonunda lehine hükmedilen irtifak hakkının tescili olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise dava açılmadan önce kuruma başvuru bulunmaması sebebiyle aleyhe vekâlet ücretine hükmedilmemesine, vekâlet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi hâlinde ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin (AAÜT) 22 nci maddesinin uygulanmasına, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 23.09.2020 tarihli ve 2020/489 Esas, 2020/841 Karar sayılı kararı ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.10.2021 tarihli ve 2021/534 Esas, 2021/2620 Karar sayılı kararı ile dava açılmadan önce davalı idare tarafından davacının mülkiyet hakkını ihlal edecek nitelikte şerh işleminin tesis edildiği, şerhin ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce terkin edildiğinin anlaşılması karşısında, davanın açıldığı andaki mevzuat ve içtihat durumuna göre, davacı dava açmakta haklı olup davanın açılmasına davalı idare sebebiyet verdiğinden İlk Derece Mahkemesinin vekille temsil edilen davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6 ncı maddesi uyarınca vekâlet ücreti takdir etmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca her ne kadar davalı idare istinaf itirazında seri dava nedeni ile davacı lehine vekâlet ücreti verilmemesi gerektiğini beyan etmiş ise de, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 22 nci maddesindeki düzenlemelere göre iş bu dava seri davanın yasal şartlarını taşımadığından mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan incelemede, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak Dairemize aynı bölgeden intikal eden ve eldeki dava dosyası ile aynı nitelikte olduğu anlaşılan dosyalar birlikte gözetildiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 22 nci maddesi uyarınca uyuşmazlığın seri dava niteliğinde olduğu kabul edilerek davacı lehine hükmedilen vekâlet ücreti hakkında bu kapsamda değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru görülmeyerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; tapu kaydına işlenen şerhin tescil işlemi yapılıncaya kadar kamu zararının doğmasını engellemek amacıyla geçici bir tedbir niteliğinde olduğunu, şerhin kaldırılması için Tapu Müdürlüğüne başvurulmadan dava açıldığını, bu nedenle davacı lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesinin (b) bendi gereğince taşınmazın tapu kaydına konulan şerhin terkini davasında hükmedilen vekâlet ücretine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 31 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
2. Dairemize aynı bölgeden intikal eden ve eldeki dava dosyası ile aynı nitelikte olduğu anlaşılan dosyalar birlikte gözetildiğinde karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 22 nci maddesi uyarınca uyuşmazlığın seri dava niteliğinde olduğu kabul edilerek ve tapu kaydındaki şerhin ön inceleme tutanağı imzalanmadan önce terkin edildiğinden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 6 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarife hükümleriyle belirlenen vekâlet ücretinin yarısına hükmedilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun kararın ONANMASINA,
Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
03.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.