Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/13762 E. 2023/827 K. 25.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13762
KARAR NO : 2023/827
KARAR TARİHİ : 25.01.2023

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idareler vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılıp yeniden esas hakkında hüküm kurularak davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ankara ili, … ilçesi, … Mahallesi 312 parsel (yeni 48805 ada 33 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının 25.06.1984 tarihinde Tapu Müdürlüğünün 1477 yevmiye nolu işlemi ile iptal edilerek Maliye Hazinesi adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerine askeri tesis inşa edilerek 2013 yılına kadar Milli Savunma Bakanlığı kullanımında bulunduğunu, 2013 yılında Milli Savunma Bakanlığının tahsisi kaldırılarak … Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı kullanımına tahsis edildiğini, davalı idare tarafından murise ya da mirasçılarına herhangi bir ödeme yapılmadığını, kamulaştırma yapılmaksızın fiilen el atılan taşınmaz bedelinin el atmanın gerçekleştirildiği 25.06.1984 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idareler vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın İmar ve İskan Bakanlığı Planlama ve İmar Genel Müdürlüğünün 19.01.1981 tarihli onaylı imar planına dayanılarak kamulaştırılmış olduğunu, dava konusu taşınmaza ilişkin tutanaklardan 19.08.1982 tarihinde kıymet takdirinin yapılacağının ilanen duyurulduğu, tapu maliklerine ödenmek üzere 05.06.1984 tarihinde Ziraat Bankası merkez şubesine kamulaştırma bedelinin yatırılmış olduğunu, davacılar murisi …’a …. Noterliği 07.06.1984 tarihli ve 176 yevmiye numarası ile gönderilen tebligatın 26.06.1984 tarihinde muhatap ile aynı adreste bulunan gelini … imzasına tebliğ edildiğini ve anılan parsele 09.10.1986 tarihinden itibaren el atıldığının tespit edildiğini, dava konusu parselin Milli Savunma Bakanlığına olan tahsisinin kaldırılarak MİT Başkanlığına devredilmiş olması nedeniyle Milli Savunma Bakanlığının davada taraf sıfatının olmadığını, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 38 inci maddesi uyarınca idarenin el koyma tarihinden itibaren 20 sene geçmekle taşınmaz malikinin her türlü dava hakkının düşeceğini, kamulaştırma işlemlerinin tamamlanmış olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve el atma tazminatının tespiti ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı Hazineden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu taşınmazın önce Milli Savunma Bakanlığına daha sonra Cumhurbaşkanlığına tahsis edilmiş olması nedeniyle davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını, kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlandığını, kamulaştırma bedelinin bankaya yatırıldığını ve 2942 sayılı Kanun’un 38 inci maddesinde yer alan 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini, talep edilen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacılar murisince, usulüne uygun yapılan tebligatı müteakip hissesinin tamamını askeri maksatlarda kullanılmak üzere Maliye Hazinesine istimlak yoluyla sattığını, tebligat usulsüz yapılmış olsa dahi tapuda yapılan işlemle geçerli hale geldiğini ve Kamulaştırma Kanunu’nun 14 üncü maddesinde belirtilen otuz günlük hak düşürücü süre içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal, maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltim davası açılmaması nedeniyle kamulaştırma işleminin kesinleştiğini, kesinleşen kamulaştırma işlemine karşı kamulaştırmasız el koyma sebebiyle bedel istemine hakkı kalmadığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince davanın reddine dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın esasına ilişkin bir temyiz talebi olmayıp yalnızca vekalet ücreti yönünden kararı temyiz ettiğini, dava konusu taşınmaza İlk Derece Mahkemesi kararında da belirtildiği üzere 1981 yılında el atıldığından 1983 öncesi el atıldığı sabit olmakla davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen davanın reddi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmaza kamulaştırmasız el atılıp atılmadığı ve davalılar lehine hükmedilmesi gereken vekalet ücretine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Dava konusu taşınmazın ¼ hissesi davacılar murisi … oğlu … adına kayıtlı iken Kara Kuvvetleri Komutanlığı İnşaat Emlak Başkanlığının 02.06.1982 tarihli yazıları ile dava konusu taşınmazın askeri alan olarak kamulaştırılmasına karar verildiği, 05.06.1984 tarihinde Ziraat Bankası Merkez Şubesine kamulaştırma bedelinin yatırıldığı ve davacılar murisi … oğlu … adına …. Noterliğince gönderilen tebligatın 20.06.1984 tarihinde muhatapla aynı adreste bulunan gelini … imzasına tebliğ edildiği, muris … tarafından imzalanan 21.06.1984 tarihli Tapu İstem Belgesinde 1/4 payını bedeli mukabilinde askeri maksatlarla kullanılmak üzere Maliye Hazinesine sattığını belirterek alıcısı adına tescilini talep ettiği, 25 Haziran 1984 tarihli ve 1477 yevmiye nolu işlemle davacılar murisi payının Hazine adına tescil edildiği, kamulaştırma yoluyla Hazineye geçen taşınmazın imar planında askeri alan kullanımında iken Milli Savunma Bakanlığı tarafından T.C. … MİT Müsteşarlığına devredildiği ve halen MİT Müsteşarlığı yerleşkesinde bulunduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlandığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre; davacılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/4 maddesi uyarınca maddi tazminat istemli davanın tamamen reddi durumunda, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idarenin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının (B) bendinin (3) numaralı alt bendindeki “146.750,12” sayısının çıkartılarak yerine “5.100,00” sayısının yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.