Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/13691 E. 2023/4031 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13691
KARAR NO : 2023/4031
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ve ecrimisil istemine ilişkin asıl dava ile ecrimisil istemine ilişkin birleştirilen davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … köyü 112 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın yol olarak fiilen el atıldığını, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisil alacağının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

2. Davacı vekili birleştirilen dosyanın dava dilekçesinde özetle; dava tarihi olan 31.05.2016 tarihinden geriye doğru asıl davanın açıldığı 09.01.2014 tarihleri arasında geçen dönem için ecrimisil alacağının davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen taşınmazın yol ve emniyet sahasına isabet eden kısımları ile ilgili olarak kamulaştırma işlemlerine vekil eden kurum tarafından devam edilmekte olduğunu, herhangi bir kamulaştırmasız el atmanın söz konusu olmadığını, davanın idare açısından reddini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 26.02.2015 tarihli ve 2014/14 Esas, 2015/64 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Diyadin Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, alınan raporlarda el atılan alanların yüzölçümlerinin farklı gösterildiği, el atılan kısımların yüzölçümleri arasındaki bu çelişkinin giderilmesi gerektiği, fen bilirkişi raporunun infaza elverişli olmadığı ve taşınmaza Haziran-2012 tarihinde yol yapılması suretiyle el atıldığı bu nedenle ecrimisil bedelinin Haziran-2012 tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru bulunmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen İkinci Karar
Diyadin Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.02.2020 tarihli ve 2016/20 Esas, 2020/65 Karar sayılı ilâmı ile asıl ve birleştirilen davaların kabulüne, dava konusu taşınmazın bedelinin davalı idareden tahsiline, el atılan alanın tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece yapılan inceleme sonucunda, bozma ilâmı öncesi mahkemece hükme esas alınan raporda dava konusu taşınmazın metrekare bedelinin 7,192 TL/m² ve el atılan alanın da 1.775 m² belirlendiği ve bu hususların bozma konusu yapılmadığı hâlde, bozma sonrası davalı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ihlal edildiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin 09.06.2022 tarihli ve 2021/202 Esas, 2022/375 Karar sayılı kararı ile asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; bilirkişi heyetinin taşınmazın dava tarihindeki değerinin tespitinde kanun gereği el atma tarihindeki niteliklerini esas alması gerekirken buna uyulmadan değerlendirme yapmasının hatalı olduğunu ve yüksek bedel takdir edildiğini, dava konusu 112 parselin 22.09.2017 tarihli ve 2017/392 sayılı Kamu Yararı kararına dayanılarak kamulaştırma işlemine tabii tutulduğunu, kamulaştırma sahası içerisinde kalan 2.341,59 m²lik kısım ifraz edilmek suretiyle 834 parsel numarasını aldığını, gösterilen 1.775 m²lik alanın ifraz sonucunda oluşan 834 parsel numaralı taşınmaz içerisinde kalmakla beraber, 834 parsel numaralı taşınmazın tamamının dava konusu edilerek müvekkil idare lehine terk edilmesinin kamu menfaatine olacağını ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılarak taşınmaz bedelinin ve ecrimisil bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66 ncı maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.