Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/13611 E. 2023/5059 K. 18.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13611
KARAR NO : 2023/5059
KARAR TARİHİ : 18.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 102 ada 53 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.

III. MAHKEME KARARI
Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.2014 tarihli ve 2013/404 Esas, 2014/253 Karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.04.2014 tarihli ve 2013/404 Esas, 2014/253 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Yargıtay (kapatılan) 18.Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonucunda; 2942 sayılı Kanun’un 4650 sayılı Kanun’la değişik 10 uncu maddesi “Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir.” hükmünü içermektedir. Bu durumda, mahkemece, yukarıda anılan kanun hükmü uyarınca kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için 15 günlük süre verileceği, gerekmesi halinde bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabileceği gözardı edilerek Kanuna aykırı olarak depo bedelinin yatırılması için iki haftalık kesin süre verilmesi doğru görülmediği gerekçesi ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2018/352 Esas, 2018/299 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

C. İkinci Bozma Kararı
1.Hekimhan Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.07.2018 tarihli ve 2018/352 Esas, 2018/299 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir esas alınarak bilimsel yolla değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmazla ilgili olarak idare tarafından hazırlanan kıymet takdir raporunda kuru tarım arazisi olarak değer biçildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise dava konusu taşınmazın sulu arazi olarak kabulü ile değer tespit edildiği gözetildiğinde bu çelişkinin giderilmesi için yeniden keşif yapılarak, öncelikle dava konusu taşınmazın sulanıp sulanmadığı, sulanıyorsa fiilen nereden ve ne şekilde sulandığı, yapılan sulamanın yeterli olup olmadığı, mahkemece ve bilirkişi kurulunca bizzat gözlemlenip, yeniden alınacak raporla çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerektiği düşünülmeden eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde bedel tespitinin doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın sulu tarım arazisi olduğunu, münavebe sisteminde seçilen kavunun taşınmazın bulunduğu yerde ve ilçe genelinde yetiştirilen bir ürün olmadığını, taşınmazın bedelinin gerçek değerinin çok altında tespit edildiğini ileri sürerek kararın bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu maliki arasındaki kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ile 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Arazi niteliğindeki taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine değer biçilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.

3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davacı idare vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.