YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13578
KARAR NO : 2023/1172
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı … vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı … vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Davacılardan …, …, … dışındaki davacıların paylarına düşen miktarların Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla, adı geçenler dışındaki davacılar yönünden davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı … vekilinin davacılar …, …, … payları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; taşınmazına yol yapımı suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın öncelikle DSİ isale hattı güzerhgâhına alındığını, akabinde yol olarak planlandığını, el atmanın kimin tarafından ve hangi tarihte gerçekleştiğinin tespiti gerektiğini, el atılan bölüm … Merkez İmar Uygulamasında uygulama dışında bırakıldığından kadastral parsel niteliğinde olduğunu, davanın DSİ’ye ihbarı ile davanın müvekkili yönünden husumetten reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, uzlaşma şartlarının yerine getirilmediğini, idarî yargının görevli olduğunu, 04.11.1983 tarihiden önce veya sonra el atılıp atılmadığı hususunun tespiti ile dava konusu taşınmaz ana arter vasfında olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini belirtmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın … yönünden husumetten reddine, davalı … yönünden kabulüne ve el atma tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazda imar uygulaması yapıldığını, düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra 10562 ada 5 parsel sayılı taşınmazdan tahsisi yapılarak tescil işlemlerinin henüz gerçekleşmediğini, tescil işlemleri yapıldığında dava konusuz kalacağından … Sanayi Geri-Dönüş imar uygulamasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava konusu taşınmaz 1.638 m² olduğu hâlde 1.648 m² hesaplandığını ve bedelin yüksek olduğunu ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı … Başkanlığından tahsiline karar verilmesinde hukuken hata yapılmadığı, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı … vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı … vekili özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu malikleri ile davalı idareler arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir; “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibariyle, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmişahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun’un 165 inci maddesi.
5. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun (3194 sayılı Kanun) 18 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde ve dava konusu taşınmazın cephe aldığı … Caddesi ana arter niteliğinde olmadığından davacı payına düşen bedelin davalı … Başkanlığından tahsili ile tamamına yol olarak el atılan taşınmazın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 999 uncu maddesi uyarınca tapudan terkinine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre davalı … vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir.
4. Davalı … tarafından temyiz başvuru dilekçesinde, dava konusu taşınmazlarda 3194 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi uyarınca imar uygulaması yapıldığının bildirildiği ve Tapu Kadastro Müdürlüğünün parsel sorgulama uygulamasında yapılan sorgulama neticesinde dava konusu taşınmazların kaydının kapatıldığı anlaşıldığından, en son imar uygulamasına ait şuyulandırma cetvelleri ilgili Belediyeden istendikten, dava konusu taşınmazın imar uygulaması sonucu hangi parsellere gittiğini gösterir tüm gitti kayıtlarıyla birlikte tapu kayıtları ilgili Tapu Müdürlüğünden getirtildikten, imar uygulaması sonucu yeni oluşan parsellerin imar planındaki özgülenme amacı ilgili Belediye Başkanlığından sorulduktan ve şuyulandırma öncesi ve sonrası çaplı krokiler ilgili Kadastro Müdürlüğünden getirtilip, mahallinde yeniden keşif yapılarak, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsellerin tapu kaydı zemine uygulanıp, yeni oluşan parsellere davalı idarelerce fiilen el atılıp atılmadığı, fiilen el atılmasa bile, dava konusu taşınmazlarıın imar planındaki konumu, kamuya tahsisli alan olarak ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp, kamuya özgülenme durumunun devam ettiği anlaşıldığı takdirde, fiili el atmanın gerçekleştiği kabul edilerek esas hakkında, aksi hâlde konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davalı … Başkanlığının Davacılar …, …, … Dışındaki Davacılara İlişkin Temyizi Yönünden
Davalı … vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,
B. Davalı … Başkanlığının Davacılar …, …, …’ya İlişkin Temyizi Yönünden
1. Davalı … vekilinin temyiz isteminin kısmen kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Davalı … Başkanlığından peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.