Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/13475 E. 2023/4102 K. 26.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13475
KARAR NO : 2023/4102
KARAR TARİHİ : 26.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; … ili, … ilçesi, …/… Mahallesi 198 ada 2 parsel (ifrazen 36 parsel) sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa niteliğinde oluğu dikkate alınarak kamulaştırmaya konu taşınmazın gerek değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 18.03.2016 tarihli ve 2015/134 Esas, 2016/262 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 18.03.2016 tarihli ve 2015/134 Esas, 2016/262 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaz ile emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak zeminine; üzerinde bulunan yapılara resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek ve ağaçlara ise yaş, cins ve verim durumlarına göre değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Afyonkarahisar Tapu Müdürlüğünün 20.02.2019 havale tarihli yazısı ile hükme esas bilirkişi raporunda somut emsal olarak incelenen Çayırbağ köyü 107 ada 6 parsel sayılı taşınmazın satış tarihinin 11.11.2014 olduğu bildirilmiş olup raporda emsal satış tarihi 11.12.2012 kabul edilerek endeksleme yapıldığından bu rapora göre hüküm kurulması mümkün olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılması halinde kesilecek düzenleme ortaklık payı oranı ile ilgili olarak ilgili Belediye Başkanlığından araştırma yapılmadan bu oranın %40 kabulü ile metrekare birim bedelinin belirlenmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

3. Dava konusu taşınmazın kullanım amacı, yüzölçümü ve geometrik şekli dikkate alındığında kamulaştırmadan arta kalan 735,98 m²lik bölümünde %10 değer kaybı olacağı gözetilmeden, kalan alanlarda %90 değer azalışı hesaplayan bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle fazlaya hükmedilmesi, tapu kaydında yer alan ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin düşünülmemesi nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 21.04.2022 tarihli ve 2019/663 Esas, 2022/330 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen 68.371,88 TL’ye 24.06.2015 tarihinden son karar tarihi olan 21.04.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davalıya ödenmesine ve bakiye kamulaştırma bedeli olması halinde davacıya iadesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı idare tarafından fazla depo edilen ve iadesi gereken bedelin hükümde açıkça yazılması gerektiğini, hükmedilen bedele ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bozma ilamına konu emsalin bozma sonrası yeniden emsal olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, emsal olarak incelenen taşınmazların uygun olmadığını, bozma ilamında da belirtildiği gibi dava konusu taşınmazdan kesilecek düzenleme ortaklık payı oranı araştırılmadan %40 oranında kesinti yapılmasının hatalı olduğunu, belirlenen bedelin düşük olduğunu ileri sürerek Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Mahukemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ile 11 inci ve 12 nci maddelerii.

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi gereği yürürlükte bulunan 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de hükme esas raporda bilirkişi raporunda dava konusu taşınmaz dava tarihi itibarıyla kadastral parsel ve emsal olarak alınan taşınmaz ise satış tarihi itibarıyla imar parseli olup dava konusu taşınmazın ve içinde bulunduğu bölgenin ileride imar uygulamasına tabi tutulması hâlinde kesilmesi gereken düzenleme ortaklık payı oranı ve dava konusu taşınmazın çevresinde düzenleme görmüş parseller var ise bunlardan kesilen düzenleme ortaklık payı oranları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgeler ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorularak alınacak cevaba göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmeden dava konusu taşınmazın tespit edilen m² birim bedelinden %40 oranında düzenleme ortaklık payı düşülmesi ve Dairemizin 2020/3036 Esas, 2020/10504 Karar sayılı ilâmı ile denetiminden geçerek onanmak suretiyle kesinleşen Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/404 Esas, 2019/265 Karar sayılı dava dosyasında aynı kamulaştırma kapsamında Aralık 2014 değerlendirme tarihi itibarıyla yakın konumda bulanan 301 ada 51 parsel (ifrazen 96 parsel) sayılı taşınmaza 61,48 TL/m² değer biçildiği gözetildiğinde, belirtilen dosya getirtilerek bilirkişi kurulundan bu bedelden ayrılma nedenleri konusunda da ek rapor alınmadan eksik inceleme ile bozma gerekleri yerine getirilmeden değer biçilmesi bozmayı gerektirmiştir.

4. Dava konusu taşınmaz Kayıhan/Kunduzlu Mahallesi 198 ada 2 parsel ifrazen 198 ada 36 parsel olduğu hâlde hükümde mahalle adı hatalı gösterildiği gibi ifraz öncesi 198 ada 2 parsel hakkında tescil hükmü kurulması hatalıdır.

5. Kabule göre de; davacı idare tarafından fazla depo edilen bedelin miktarının açıkça gösterilmeyerek infazda tereddüt oluşturulması ve tespit edilen bedel bozma öncesi depo edildiğinden, ilk karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde son karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi yerinde değildir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.