Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/13474 E. 2023/4131 K. 27.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13474
KARAR NO : 2023/4131
KARAR TARİHİ : 27.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 535 ada 4 parsel (imar uygulaması ile … Mahallesi 106 ada 60 parsel) sayılı taşınmazda kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın müvekkili idare adına tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaz üzerinde iki ayrı irtifak hakkı mevcut olduğunu, bu dava ile üçüncü irtifak hakkının kurulduğunu, müvekkilinin büyük zararının meydana geldiğini, taşınmazın imar planı içinde ve … Organize Sanayi Bölgesi kapsamında olduğunu ve arsa vasfında değerlendirilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.07.2015 tarihli ve 2014/117 Esas, 2015/355 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06.07.2015 tarihli ve 2014/117 Esas, 2015/355 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda; arsa niteliğindeki dava konusu taşınmazla ilgili yapılan emsal karşılaştırmasının, dava konusu taşınmaz ile emsal alınan taşınmazın imar durumları ve vergi değerleri nazara alındığında geçerli bulunmadığı, ayrıca aynı bölgeden, farklı kamulaştırma kapsamında Dairemize intikal eden 2017/12051 ve 2017/12052 Esas sayılı dosyalarda arazi olarak kabul edilen taşınmazlar için daha yüksek metrekare bedelleri öngörüldüğü dikkate alındığında, hükme esas alınan bilirkişi raporunun inandırıcı görülmediği ve dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut irtifak hakkının taşınmazın değerine olan olumsuz etkisi konusunda bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak neden olacağı değer düşüklüğünün zemin değerinden indirilerek zemin bedelinin belirlenmesi gerektiğinin düşünülmemesi gerekçeleri ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ile bu hakkın davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; irtifak hakkı kurulan kısmın yüzölçümünün tashih şerhinde bile hatalı gösterildiğini, faiz başlangıç tarihinin hatalı belirlendiğini, değer düşüklüğü oranının yüksek tayin edildiğini ve müvekkili idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/67 Esas, 2019/342 Karar sayılı dosyasında verilen karar ile … Organize Sanayi Bölgesi adına tescil edildiğini, bu davada gerek TEK Genel Müdürlüğü lehine mevcut irtifak hakkının, gerekse davacı … Genel Müdürlüğü lehine konulan irtifak şerhinin taşınmazda oluşturduğu değer düşüklüğünün mülkiyet kamulaştırmasına ilişkin hesaplamada dikkate alındığını, bu nedenle müvekkiline daha az bedel ödendiğini, irtifak bedelinin müvekkiline ödenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
3. Dahili davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, taşınmazın müvekkili tarafından kamulaştırılmasına ilişkin … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/67 Esas, 2019/342 Karar sayılı dosyasında tespit edilen değeri üzerinden irtifak kamulaştırma bedelinin hesaplanması gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı idare ile davalı tapu malikleri arasındaki kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedinci fıkrası ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı ve bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekilinin tüm, davacı idare ve dahili davalı vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Dava konusu taşınmazın imar uygulaması ve ifraz işlemi ile mahalle adı, ada ve parsel numarasının değiştiği gözetilerek infazda tereddüt oluşmaması için yeni bilgileri üzerinden tescil hükmü kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

3. Tashih şerhi ile düzeltilen hüküm fıkrasında irtifak alanının hatalı gösterilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun’un 438 inci maddesinin yedinci fıkrası hükmü uyarınca Mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı vekilinin tüm, davacı idare ve dahili davalı vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı idare ve dahili davalı vekillerinin Mahkeme kararına yönelik temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “taşınmazın” kelimesinden sonra gelmek üzere parantez içinde “imar uygulaması ve ifraz işlemi ile … Mahallesi 106 ada 60 parsel sayılı taşınmazın” ibaresinin eklenmesine, hüküm fıkrasının tashih şerhi ile düzeltilen (2) numaralı bendinde yer alan “16.395,91” sayısının hükümden çıkartılmasına, yerine “1.478,20” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacı idare ve dahili davalıdan peşin alınan temyiz harçlarının istek hâlinde iadesine, davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

27.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.