YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/13471
KARAR NO : 2023/3678
KARAR TARİHİ : 10.04.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı ve davalı idare vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; davacının hissedar olduğu … ili, … ilçesi, … Mahallesi, 2381 ada 6 ve 16 parsel sayılı taşınmazlarda … Belediyesi’nin 22.03.2005 tarihli ve 596 sayılı kararıyla imar uygulaması yapıldığını, belediyece imar uygulaması sonucu, davacıya ait 2381 ada 6 parsel sayılı 206 m² alanlı taşınmaz ve 2381 ada 16 parselde kayıtlı 282,70 m² taşınmazın bedele dönüştürülerek davalı … lehine ipotek tesis edildiğini, belediyece bedele dönüştürülen 206 m²ye karşılık 2.060,00 TL ve 282,70 m²ye karşılık da 2.827,00 TL değer biçildiğini, buna ilişkin olarak davacıya tebligat yapılmadığını, ferağ verilmediğini, belediyece bedele dönüştürülen alana biçilen değerin piyasa değerlerinin çok altında olduğunu, ipotek borçlusu Belediye aleyhine imar uygulaması sonucu bedele dönüştürülen paya taktir edilen karşılığın artırılarak davalı idareden tahsilini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; davanın öncelikle zamanaşımı, hak düşürücü süre, görev, yetki ve derdestlik yönlerinden incelenmesini, tespiti halinde bu yönden reddine karar verilmesini, davacı … vekili … hisse oranları ve parsel notlarının dağıtımına dair kabulleri olduğuna yönelik taahhütte bulunduğunu, davacının ipotek cetvellerindeki bedeli tahsil etmediğini, belediyece yapılan şuyulandırma işleminin hukuka uygun olduğunu, davacının 2015 yılında açtığı dava ile taşınmazın bu tarihteki bedelini istediğini, davacının dava açmayı geciktirerek hem taşınmaz için belirlenen paranın geçen zaman içerisinde değersiz hale gelmesini hem de taşınmaz malın değer kazanmasını sağladığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davaya konu işlemde davalı idarenin hukuka aykırı ve kusurlu bir eylemi bulunmadığından davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 31.03.2016 tarihli ve 2015/370 Esas, 2016/264 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairece yapılan inceleme sonucu; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 tarihli ve 29824 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 12 nci maddesi uyarınca uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınıp, tespit edilen bedelin, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosuna göre dava tarihine güncellenmesi suretiyle değer biçilmesi yönünde bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Birinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 12.02.2020 tarihli ve 2018/116 Esas, 2020/50 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 12.11.2020 tarihli ve 2020/4321 Esas, 2020/9948 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulmasına karar verilmiştir.
3. Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
4. Dairece yapılan inceleme sonucunda, davacının 2381 ada 6 parselde 206 metrekare, 2381 ada 16 parselde 282,70 metrekare olmak üzere toplamda 488,70 metrekarelik bedele dönüştürülen hissesinin 300 metrekaresine karşılık olmak üzere dava dışı ve belediyeye borçlu olan …’nin belediyeye borcuna mahsup edilmesini 21.03.2007 tarihli dilekçe ile talep ettiği ve belediyenin 09.08.2007 tarihli ve 2007/938 sayılı encümen kararı ile davacının talebi yönünde karar verildiği, bu kararın uygulanarak 2381 ada 6 parselde bedele dönüştürülen kısmın tamamının, 2381 ada 16 parselde ise bedele dönüştürülen 282,70 metrekarenin 94 metrekaresinin adı geçenin borcundan mahsup edildiği ve davacı lehine bedele dönüştürülen kısmın 188,70 metrekare kaldığı gözönünde bulundurulduğunda; davacının 2381 ada 6 parsel için açtığı davanın reddine, 2381 ada 16 parsel için açtığı davanın ise 188,70 metrekarelik kısım için kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması ve 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca harcın maktu olarak hesaplanması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmediği gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
D. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı ve katılma talepli olarak davalı idare vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davacının sadece 188,70 m²lik yeri yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı idarenin davacıdan bir alacağı var ise ayrıca bu alacağını isteme hakkı mevcut olup, bu alacağın işbu davada istenmesi ve mahsup edilmesinin hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı idare vekilinin katılma talepli temyiz dilekçesinde; davaya konu işlemde davalı idarenin hukuka aykırı ve kusurlu bir eylemi bulunmadığından davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini, mahkeme kararının aleyhe olan hususlar yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. 6745 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Taraflardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
10.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.