Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/12950 E. 2023/2820 K. 22.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12950
KARAR NO : 2023/2820
KARAR TARİHİ : 22.03.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasında yapılan yargılama sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Adana ili, … ilçesi, … Mahallesi 6599 ada 3 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırma yapılmaksızın kaldırım yapılmak suretiyle fiilen el atıldığını belirterek kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza el atmanın söz konusu olmadığını, idari yargının görevli olduğunu, tüm maliklerin birlikte dava açması gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 13.05.2016 tarihli ve 2015/535 Esas, 2016/228 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, el atma tazminatının davalı taraftan tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 13.05.2016 tarihli ve 2015/535 Esas, 2016/228 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan temyiz incelemesinde, mahallinde yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan …, …, …, … hisseleri üzerinde bulunan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması ve gerekçeli karar başlığında davacı …’ın ad ve soyadı yerine, adı geçen adına vekâlet veren …’ın ad ve soyadının gösterilmesi nedenleriyle düzeltilerek onanmasına karar verilmiş, düzeltilerek onanan karara karşı davalı idare vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine, Dairemizin 19.12.2019 tarihli ve 2019/4131 Esas, 2019/21052 Karar sayılı ilamı ile talebin kabulü ile davacı … vekilinin 25.04.2019 havale tarihli dilekçesinde davadan feragati nedeniyle bu hususta karar verilmek üzere ilamın bozulmasına karar verilmiş, davacılar vekili tarafından bozma kararına karşı maddi hataya dayalı düzeltim talebinde bulunulması üzerine maddi hata sonucu sadece davadan feragat eden davacı yönünden değerlendirme yapıldığı gerekçesiyle maddi hatanın düzeltilmesi isteminin kabulü ile Dairemizin 19.12.2019 tarihli ve 2019/4131 Esas, 2019/21052 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra davalı idare vekilinin karar düzeltme dilekçesinin davacı … dışındaki davacılar yönünden miktar itibarıyla reddine karar verildikten sonra, davacı … yönünden yapılan incelemede; mahallinde yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği; ancak davacı … vekilinin davadan feragati hakkında hüküm kurulmaması, dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacılardan …, …, …, … hisseleri üzerinde bulunan takyidatların hükmedilen bedele yansıtılmaması ve gerekçeli karar başlığında davacı …’ın ad ve soyadı yerine, adı geçen adına vekalet veren …’ın ad ve soyadının gösterilmesi nedenleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 09.03.2021 tarihli ve 2020/4 Esas, 2021/96 Karar sayılı kararı ile davanın davacı … yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; kaldırım düzenlemesi sırasında davacılar tarafından bir itirazda bulunulmadığını, yapılan işlemin el atma olarak değerlendirilemeyeceğini, kat malikleri tarafından kanunda öngörülen şekilde yerine getirilmesi gereken ön bahçe düzenleme maliyetini davalı idarenin üstlendiğini, kat irtifakı tesis edilmiş olan taşınmazda kararın infaz kabiliyeti bulunmadığını, tüm paydaşların muvafakatinin alınması gerektiğini, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu maliki ile davalı idare arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ile bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak, davanın davacı … yönünden feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden ise mahallinde yapılan keşif sonucu dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

3. Buna karşın; davacılardan 8 numaralı bağımsız bölüm maliki … hissesinin yargılama devam ederken dava dışı …’a; 10 numaralı bağımsız bölüm maliki … … hissesinin ise yargılama devam ederken dava dışı …’ya satıldığı anlaşılmıştır.

4. 6100 sayılı Kanun’un 125 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre, davanın açılmasından sonra dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, mahkemece davacı sıfatıyla yeni malik … ve …’ya davanın ihbar edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

5. Dava konusu taşınmazın el atılan kısmındaki davacılar payının iptali ile idare adına tesciline karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde davacılar payına isabet eden alanlar üzerinden tapu kaydının iptaline karar verilmesi hatalıdır.

6. Tapu kaydında davacılardan … hissesinde bulunan haciz şerhi ile güncel tapu kaydına göre 8 ve 23 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydındaki haciz ve ipotek şerhlerinin hükmedilen bedele yansıtılmasına karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi yerinde değildir.

7. Davacı …’nın 03.04.2021 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından, veraset ilamı ilgilisinden temin edildikten sonra mirasçılarını davaya dahil edip taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan kararın BOZULMASINA,

Davalı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.