Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/12876 E. 2023/5870 K. 06.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12876
KARAR NO : 2023/5870
KARAR TARİHİ : 06.06.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.

Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 06.06.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat … ile davacı idare vekili Avukat … gelmişlerdir.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … köyü 115 ada 4, 13 ve 16 parsel, 116 ada 7, 16 ve 22 parsel, 127 ada 1, 388 ada 7 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespiti ile DSİ Genel Müdürlüğü adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalıya ödenmesine, dava konusu taşınmazların davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, kaldırma kararında objektif değer artışı gerekip gerekmediği hususunda ek rapor aldırılması belirtilmişken, tüm dosyalarda objektif değer artışı uygulanması zorunluymuş gibi tüm taşınmazlara değer artışı uygulanmasının hatalı olduğunu, fark bedele mükerrer faiz işletildiğini, ayrıca kesinleşmemiş bedele faiz uygulanmasının adalete aykırı olduğunu, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; münavebeye alınan ürünlerin bir kısmının yörede ekonomik olmadığından yetiştirilmemesine karşılık bu ürünlerin münavebeye alınması ile düşük bedele hükmedildiğini, dane mısır ve hasıl mısırın birlikte münavebeye alınmasının hatalı olduğunu, toplam maliyetin hesaplanmasında tarla kirası, genel idari giderler, beklenmeyen giderler gibi kalemlerin toplam maliyetten çıkartılması gerektiği yönündeki itirazlarının kabul görmediğini, münavebeye alınan mısır bitkisinin masraflarının brüt gelirin 1/3’ünden fazla olmasının kabul edilemez olduğunu, taşınmazların bulundukları yerin ilçeye yakınlığı, geçmişte ilçe ile birleştirilmesinin düşünülmesi, yakın olan yol ve kamping alanları gözetildiğinde arsa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ayrıca bu nedenlerle %50 oranında objektif değer artışı uygulanması gerektiğini, yine kapitalizasyon faizinin %3 alınması gerektiğini, yapı bedelinin düşük belirlendiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bir kısmı kapama karışık meyve bahçesi bir kısmı arazi niteliğindeki taşınmazlara ekilebilir ürün gelirine göre gelir metodu kullanılarak bilimsel yolla, dosyaya getirilen resmî veriler esas alınarak net gelirin tespit edilmesinde, kapitalizasyon faiz oranının tespitinde, taşınmaz üzerinde yer alan yapılara Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca yayınlanan yapı yaklaşık birim maliyetleri hakkındaki tebliğe göre m² birim fiyatı uygulanıp yıpranma payı düşülerek bedel belirlenmesinde, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama uygulaması sitesinden edinilen bilgilerden tespit edilen dava konusu taşınmazların konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri de dikkate alınarak 388 ada 7 parsel dışında diğer parseller için %10 objektif değer artışı uygulanmasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da gözönüne alınarak davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği ancak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgulama uygulaması sitesinden edinilen bilgilerden tespit edilen dava konusu taşınmazların konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri de dikkate alınarak dava konusu 388 ada 7 parsel sayılı taşınmaz için objektif değer artışı uygulanmaması gerekirken %5 objektif değer artışı uygulanması doğru görülmediğinden resen yapılan hesaplama ile bedelin belirlenerek, İlk Derece Mahkemesi ilk kararında kamulaştırma bedelinin peşin ödenmesi nedeniyle, ilk kararda belirlenen bedele ilk karar tarihine, ikinci kararda oluşan fark bedele ise ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinden bahisle 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiş ayrıca davalı lehine hükmedilen vekâlet ücretinin 2022 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği 5.100,00 TL olması gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası, 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür

2. Kısmen kapama karışık meyve bahçesi kısmen arazi niteliğindeki taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesi yöntem itibarıyla doğru olduğu gibi üzerindeki yapılara ise aynı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi uyarınca resmî birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesi ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesi yerindedir.

3. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

4. Davaya konu taşınmazlardan 388 ada 7 parsel sayılı taşınmazın konumu ve bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri de dikkate alınarak ana yol kenarında olmasından dolayı %5 objektif değer artışı uygulanması gerekirken yazılı gerekçelerle uygulanmaması doğru görülmemiştir.

5 .Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı lehine 5.100,00 TL maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesi karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan tarife uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesi bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi kamulaştırma bedelinin İlk Derece Mahkemesince depo ettirildiği de gözetilerek yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesinin hüküm fıkrasının;

a) (1) numaralı bendinde bulunan “511.750,10” sayısının çıkartılarak yerine “521.925,39” sayısının yazılmasına,

b) (3) numaralı bendin hükümden çıkarılarak yerine, “Belirlenen 521.925,39 TL kamulaştırma bedelinin 484.946,52 TL’sine davanın açılış tarihi olan 11.05.2017 tarihinden 4 aylık sürenin bitiş tarihi olan 12.09.2017 tarihinden ilk karar tarihi olan 25.04.2018 tarihine kadar, kalan 36.978,87 TL’sine ise 12.09.2017 tarihinden 13.06.2022 tarihine kadar yasal faiz işletilerek davacıdan alınıp davalıya verilmesine,” cümlesinin yazılmasına,

c) (5) numaralı bendinde bulunan “3,400,00” sayısının çıkarılarak yerine “5.100,00” sayısının yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı taraftan alınmasına,

Davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.