Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/12499 E. 2023/499 K. 19.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12499
KARAR NO : 2023/499
KARAR TARİHİ : 19.01.2023

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili ile ecrimisil ve el atılan taşınmaz üzerinde bulunan değirmen bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; Diyarbakır ili, … ilçesi, … köyü 118 ve 119 parsel sayılı taşınmazların yakınlarında bulunan … suyunun taşması ve yatak değiştirmesi nedeniyle iş bu taşınmazların büyük bölümünün sular altında kaldığını, müvekkilerinin maliki olduğu taşınmazların orta ve yanlarından Ambarçay ırmağının taşması ve yatak değiştirerek geçmesi sonucu iş bu taşınmazların ikiye ve üçe bölündüğünü, taşınmazların bütünlüğünün bozulduğu, dava konusu taşınmazların büyük bölümü bu taşkın nedeniyle su baskınına maruz kalarak taşınmazların kullanılmayacak duruma geldiğini ileri sürerek kamulaştırmasız el atma bedelinin, birleştirilen Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/191 Esas sayılı dosyası ile taşınmazın üzerinde bulunan değirmen bedelinin, birleştirilen Diyarbakır 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/193 Esas sayılı dosyası ile de ecrimisilin idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare cevap dilekçesinde; görev, hak düşürücü süre ve husumet itirazlarını ileri sürerek, derenin yatak değiştirme tarihinin 15-20 yıl önce olduğunun belirtildiği, gerçekten böyle bir zarar doğmuşsa bu zarara sebebiyet veren derenin yatak değiştirme tarihinden itibaren yasal sürede açılmasının gerektiğini, dava dilekçesinde idarelerinin davalı olarak gösterilmiş ise de idarelerinin bu davada taraf olmasının mümkün olmadığı, davacıya ait taşınmazın içerisinde müvekkil idarece yapılan herhangi bir çalışma ya da projenin bulunmadığını, bundan dolayı da herhangi bir zararın da söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararıyla; asıl ve birleştirilen davaların kabulü ile kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; dere yatağının değişmesi ve değirmenin kullanılamaz hale gelmesi ile nakli konusunda idareye sorumluluk yüklenmemesi gerektiğini, taşınmazın zemin bedelinin de yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazların Ambar çayının taşması ve yatak değiştirmesi sebebiyle kısmen sular altında kaldığı, dere yatağındaki değişikliğin sürekli nitelikte olduğu ve taşınmazların kalıcı olarak sular altında kalan bölümlerinin tarımsal faaliyete uygun olmadığının ve kullanılamaz hale geldiğinin uzman bilirkişi raporları ile sabit olduğu anlaşıldığından asıl dava yönünden mahallinde yapılan keşif sonucu arazi niteliğindeki taşınmazların zeminine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri üzerinden bilimsel yolla değer biçilmesinde, birleştirilen 2018/191 Esas sayılı dava dosyası ile talep edilen değirmen bedeline hükmedilmesinde ve birleştirilen 2018/193 Esas sayılı dava dosyası ile talep edilen ecrimisil isteminin kabulü ile bedelinin, ilk kararı sadece davalı idare istinaf yoluna başvurduğundan idare yararına oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek davalıdan tahsiline ilişkin ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü hususları tekrar etmiştir.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, temel olarak davacı tapu malikleri ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili hususundadır.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararı.

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Dava konusu Diyarbakır ili, … ilçesi, … köyü, 118 ve 119 parsel sayılı taşınmazlara 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.

3- Değerlendirme tarihi olan 2016 yılına ait dosya arasında bulunan İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü resmî verilerine göre buğdayın kilogram satış fiyatı 0,92 TL, silajlık mısırın satış fiyatı 0,2 TL olup Dairemiz denetiminden geçen 2020/3600 Esas sayılı dosyada ise aynı yıl ilçe tarım verilerine göre buğdayın satış fiyatı 0,72 TL, mısırın fiyatı ise 0,16 TL olduğu anlaşıldığından veriler arasındaki çelişkinin neden kaynaklandığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden sorulduktan sonra resmî satış fiyatları esas alınmak suretiyle bedel belirlenmesi gerekirken, bilirkişi raporunda gerekçesi açıklanmadan buğdayın kg satış fiyatı 0,95 TL, mısırın 0,25 TL alınmak suretiyle fazla bedel tespiti isabetsizdir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle,
1. Davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.