Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/12438 E. 2023/809 K. 25.01.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12438
KARAR NO : 2023/809
KARAR TARİHİ : 25.01.2023

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Yeniden Esas Hakkında Verilen Karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Aliağa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; İzmir ili, … ilçesi, … Mahallesi 1322 ada 20 parsel (eski 585) parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekilince cevap dilekçesinde özetle; kıymet takdir komisyonunca takdir edilen bedel rayiç değerlere ve emsallerine oranla çok düşük olduğunu, dava konusu taşınmazın konumu ve niteliği itibari ile daha yüksek bir kamulaştırma bedelini hak etttiğini, aleyhlerine avukatlık ücreti, yargılama gideri hükmedilmemesini gerektiğini, yargılamanın belirlenen makul sürede tamamlanmaması halinde de faiz hükmedilmesini, mağduriyete neden olmayacak şekilde kamulaştırma bedelinin takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalılara ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile davacı idare adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; net gelir hesabının Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü verilerine göre hesaplama yapılması gerektiğini, raporda üretim giderlerinin neler olduğunun ve kalem kalem ne kadar olduğunun denetime elverişli şekilde listelenmediğini, %60 objektif değer artış oranının çok yüksek olduğunu, müvekkili idare lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında Aliağa ilçesinde bulunan arazilerde değeri çok fazla olan ürünler elde edilebilirken bilirkişilerin en düşük değere sahip ürünler üzerinden tespit yapmalarının hakkaniyete aykırı olduğunu, raporda dekara verim miktarlarının düşük alındığını, ürünlerin üretim masraflarının bilerek yüksek gösterildiğini, kapitalizasyon faiz oranının %4 olarak belirtilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, bilirkişilerin uygun münavebe sistemi uygulamamış olması sebebiyle taşınmazın değerinin düşük hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile arazi niteliğindeki taşınmaza net gelir metodu uygulanarak 2942 sayılı Kanun’un değerlendirmeye ilişkin hükümlerine aykırılık teşkil etmediği, alınan münavebe ürünlerinin, uygulanan kapitalizasyon faizinin ve davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinde yerinde olduğunu; ancak münavebeye esas alınan buğday ürünü için değerlendirme yılına ait İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünün maliyet cetvelinde belirtilen masrafların ekonomik tarım yapmaya elverişli olduğu gözetilmeksizin, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hatalı değerlendirme ile brüt gelirinin 1/3’ü oranında alınmasının doğru olmadığı gibi, dane mısır için üretim masrafının, brüt gelirinin 1/3’ünden az olamayacağının gözetilmemesinin hatalı olduğu, dava konusu taşınmazın konumu, bilirkişi kurulu raporunda belirtilen özellikleri ve gelişmişlik durumu dikkate alınarak tespit edilen m² birim fiyatına %200 objektif değer artışı oranı ilave edilmesi gerektiğinden tarafların istinaf başvuruları yerinde görüldüğünden yeniden yapılan hesaplama sonucu tespit edilen kamulaştırma bedelinin davalı tarafa ödenmesine ilişkin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin üç numaralı alt bendi gereğince yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükme esas olarak alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olmayıp, soyut gerekçelere dayandığını, münavebenin hatalı uygulandığını, objektif değer artış oranının çok yüksek olduğunu, dava konusu parselde yerleşim yerlerine olan mesafe, parselin konumu ve yazılı özellikleri dikkate alınarak hem objektif değer artışı verilmiş olması hem de kapitilizasyon faiz oranın uygulanmış olmasının kamulaştırma bedelinde mükerrer artışa sebebiyet verdiğini ileri sürmüştür.

2.Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında Aliağa ilçesinde bulunan arazilerde değeri çok fazla olan ürünler elde edilebilirken bilirkişilerin en düşük değere sahip ürünler üzerinden tespit yapmalarının hakkaniyete aykırı olduğunu, raporda dekara verim miktarlarının düşük alındığını, ürünlerin üretim masraflarının bilerek yüksek gösterildiğini, bilirkişilerin uygun münavebe sistemi uygulamamış olması sebebiyle taşınmazın değerinin düşük çıkmasına sebebiyet verdiklerini ileri sürmüştür.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrası ve 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.