YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12245
KARAR NO : 2023/2495
KARAR TARİHİ : 14.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonucu verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi 2647 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan davalı … Belediyesince kamusal hizmete tahsis amaçlı kalıcı nitelikte yol geçirildiğini, yolun ana arter niteliğinde olduğunu bildirerek kamulaştırmasız el atma bedelinin el atma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yersiz açıldığını, müvekkilince taşınmaza el atılmadığını, dava konusu taşınmazın 10,00 m²lik yolda kalması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu yolun 30 yıl önce inşaa edilmesi nedeniyle zamanaşımının gerçekleştiğini, kaldı ki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 35 inci maddesi gereğince davacıların mülkiyet ve tazminat isteminde bulunamayacaklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 24.05.2010 tarihli ve 2009/410 Esas, 2010/198 Karar sayılı kararıyla; 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca özel parselasyon sonucu malikinin muvafakatı ile kamu hizmet ve tesislerine ayrılmış bulunan yerler için eski malikler tarafından mülkiyet iddiasında bulunulamayacağı gibi karşılığı da istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; her ne kadar 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de dosyada bulunan bilgi ve belgelere göre davacının hissedar olduğu 1107 (kök) parsel sayılı taşınmazda 1986 yılında yapılan imar uygulaması sırasında düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra geriye kalan kısım için davacılar murisine imar planında kısmen yol olarak ayrılan, beyanlar hanesinde yol olduğu açıkca gösterilen ve tamamı fiilen yol olarak kullanılan dava konusu 2647 ada 1 (eski 5942) parsel sayılı taşınmazdan hisse verildiği anlaşılmış olup davacılar murisi adına kayıtlı olan taşınmazdan düzenleme ortaklık payı kesildikten sonra geriye kalan hissesinin imar planında kamuya özgülenen ve fiilen de tamamı yol olarak kullanılan taşınmaza şuyulandırıldığı ve dava konusu taşınmazda, davacılar murisi tarafından bedelsiz terk edilen bir yer olmadığı anlaşıldığından mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi hatalı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemese Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28.04.2022 tarihli ve 2020/358 Esas 2022/338 Karar sayılı kararı ile davacılar …, … ve …’ın hisselerini yargılama sırasında … Belediye Başkanlığına devrettiği anlaşıldığından, adı geçen davacılar yönünden davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacılar Emel Sevdiren ve …’in ise hisselerini dava dışı şahsa sattıkları anlaşıldığından bu davacılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davacılar bakımından ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; davalı idarenin husumet ehliyetinin bulunmadığını, 2942 sayılı Kanun’un 35 inci maddesi uyarınca mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, belirlenen bedelin fahiş olduğunu ileri sürerek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin sorumlu idareden tahsili istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
4. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi 2647 ada 1 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi yerindedir.
3. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmış olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı idare vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Davalı idareden aşağıda yazılı kalan harcın alınmasına,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.