YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/12229
KARAR NO : 2023/2481
KARAR TARİHİ : 14.03.2023
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi 2030 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkinini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; teklif edilen kamulaştırma bedelinin çok düşük olduğunu ifade ederek taşınmazın piyasa rayiç bedeli üzerinden kamulaştırma bedelinin tespitini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 16.10.2018 tarihli ve 2018/107 Esas, 2018/507 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkinine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2019 tarihli ve 2019/78 Esas, 2019/176 Karar sayılı kararı ile kapama zeytin bahçesi niteliğindeki taşınmaza olduğu gibi kullanılması hâlinde getireceği net geliri esas alınarak değer biçilmesin doğru olduğu gibi taşınmazın bilirkişi raporunda yazılan özellikleri ve konumu dikkate alındığında kapitalizasyon faizi oranının ve objektif değer artış oranının uygun olduğu, mahkemece iade kararı gereğince inceleme ve işlem yapıldığı, böylece mahkeme kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2019 tarihli ve 2019/78 Esas, 2019/176 Karar sayılı kararına süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 23.03.2021 tarihli ve 2019/11061 Esas, 2021/3918 Karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesinin kararını incelenmesinde;
a) Dava konusu taşınmazın kuru tarım arazi niteliğinde olması nedeniyle Dairemiz genel uygulamaları ve aynı yöreden gelen ve Dairemiz denetiminden geçen dosyalarda gözönünde tutulduğunda kapitalizasyon faizinin %5 olarak uygulanması gerekirken %4 olarak kabulü ile m² bedelinin fazla tespiti,
b) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda münavebeye esas alınan ürünün dekara ortalama masrafları resmî verilere uygun ise de; aynı bölgeden Dairemize intikal eden ve denetimimizden geçen dosyalarda üretim masraflarının brüt gelirin 1/3’ü oranında alınmak suretiyle m² birim fiyatlarının belirlendiği göz önüne alındığında dekara ortalama üretim masraflarının resmî verinin 1/3’ü oranında alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
c) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı 01.06.2019 tarihli ve 30791 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi,
d) İlk Derece mahkemesince belirlenen ve derhâl ödenmesine karar verilen bedelin mahsubu ile kalan fark bedelin 3’er aylık vadeli mevduatta nemalandırılmasına ve karar kesinleştikten sonra davalıya ödenmesine karar verilmiş olup, fark bedel davalıya karar tarihinden itibaren ödenemeyeceğinde, 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesinin dokuzuncu fıkrası uyarınca işletilecek yasal faizin bitiş tarihinin kararın kesinleşme tarihi olması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde faiz işletilmesi,
Gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilâmı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; objektif değer artış oranın yüksek alındığını, kapitalizasyon faizinin %6 olması, üretim giderlerinin resmî verilere göre alınması ve idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; aynı bölgeden gelen dosyalarda %250 objektif artış oranı ile kapitalizasyon faiz oranın bölgedeki yağış oranın dikkate alınarak %4 alınarak daha yüksek metrekare birim fiyatlarının Yargıtay denetiminden geçtiğini ileri sürerek kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Kapama zeytin bahçesi niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca net geliri esas alınarak değer biçilmesi ve uyulan Daire bozma ilâmımız gereği inceleme ve işlem yapılarak tespit edilen bedelin davalı tarafa ödenmesine, dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yol olarak terkini karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Bozma kararı sonrası tespit edilen fark kamulaştırma bedelinin derhâl ödenmesine karar verilmediği gibi 2942 sayılı Kanun’un 10 uncu maddesine 6459 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi ile eklenen hüküm uyarınca faize ilişkin hüküm kurulmaması bozmayı gerektirir.
5. Mahkemece, idarece fazla yatırılan bedelin davalı tarafından bankadan çekildiği tarihe kadar biriken nemalarıyla birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirir.
Ne var ki bu hataların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Taraf vekillerinin İlk Derece Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kısmen kabulü ile Bursa 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/161 Esas, 2021/348 Karar sayılı kararına ayrı bir bent eklenerek ”234.287,61 TL fark bedelin davalıya derhâl ödenmesine, mahkemece tespit edilen 589.277,95 TL’ye 12.02.2017 tarihinden ilk karar tarihi olan 21.03.2017 tarihine kadar, 234.287,61 TL fark bedele 12.02.2017 tarihinden son karar tarihi olan 08.10.2021 tarihine kadar yasal faiz işletilmesine” ibaresinin yazılması, hüküm fıkrasının (4) numaralı bendinde yer alan “davalıya ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile” ibaresinin çıkartılmasına, yerine ”davalı tarafından bankadan çekilme tarihine kadar işlemiş nemalarıyla” ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
14.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.