Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/11826 E. 2023/5550 K. 30.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11826
KARAR NO : 2023/5550
KARAR TARİHİ : 30.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanun’la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun (2942 sayılı Kanun) 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tapuya tescili davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı idare vekilinin başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasının istenilmesi üzerine, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.05.2023 günü tayin edilerek taraflara tebligat gönderilmiştir.

Duruşma günü davalı vekili Avukat … gelmiş, davacı idare vekili duruşmaya katılmamıştır.

Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verildi.

Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare vekili dava dilekçesinde özetle; … ili, … ilçesi, … Mahallesi 2783 ada 273 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tapuya tescilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bedele ilişkin itirazları saklı kalmak üzere karar verilmesi konusunda takdiri mahkemeye bıraktığını beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kamulaştırma bedelinin tespiti ve dava konusu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı idare vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme ile hazırlandığını emsal incelemesinin usulüne uygun yapılmayarak yüksek bedel belirlendiğini, davacı idare lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taşınmazın arsa vasfında olduğunu, dava konusu taşınmazın yeri ve konumu itibarıyla objektif değer artış oranının da düşük alınmak suretiyle az bedel tespit edildiğini, kalan kısmın tamamen kamulaştırılması gerektiği ileri sürülmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosya kapsamındaki belge ve bilgiler, bilirkişi raporundaki tespitlere göre dava konusu taşınmazın arsa değil arazi niteliğinde olduğu anlaşıldığından taşınmaza net gelirine göre değer biçilmesi ve dava konusu taşınmazın konumu, dosya kapsamından anlaşılan özellikleri, Dairemiz denetiminden geçen komşu taşınmazlarda uygulanan objektif değer artışı oranları ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü parsel sorgu uygulamasından gözlenen durumuna göre çıplak metrekare değerine %160 oranında objektif değer artırıcı unsur oranı uygulanması suretiyle dava konusu taşınmazın metrekare birim fiyatının belirlenmesi ve dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan kısmı olan 2783 ada 274 parsel sayılı taşınmazın davadan önce 29.06.2017 tarihinde dava dışı … isimli şahsa satılmış olduğu TAKBİS kayıtlarından anlaşıldığından arta kalan kısıma ilişkin değer azalış bedelinin mahsubuyla kamulaştırma bedelinin tespiti ile Anayasa Mahkemesi kararı ile 2942 sayılı Kanun’un 7139 sayılı Kanun’la değişik 10 uncu maddesinin sekizinci fıkrasının dördüncü cümlesi iptal edildiği göz önünde tutularak tespit edilen bedelin derhâl ödenmesine ve faize karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz itirazında bulunmuştur.

2. Davalılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz itirazında bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belertilen gerekçelere göre davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Bakanlar Kurulu’nun Yargıtay tarafından benimsenen 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararı uyarınca, belediye veya mücavir alan sınırları içinde kalan taşınmazın arsa niteliğinde olduğunun kabulü için uygulamalı imar planı ile iskan sahası olarak ayrılmış olması esastır. Aynı karar uyarınca imar planında yer almayan bir taşınmazın, arsa sayılabilmesi için değerlendirme tarihi itibarıyla, belediye veya mücavir alan sınırları içinde olmakla beraber, belediye hizmetlerinden (Belediyece meskun olduğu için veya meskun hâle getirileceği için sunulan yol, su, elektrik, ulaşım, çöp toplama, kanalizasyon, aydınlatma vs.) yararlanması ve meskun yerler arasında yer alması gerekir.

4. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden; aynı kamulaştırma kapsamında kamulaştırılan ve dava konusu taşınmaza bitişik konumda bulunan 2783 ada 73 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak açılan ve aynı gün Dairemiz incelemesinden geçen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin 2021/1279 Esas, 2022/909 Karar sayılı dosyasından Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/222 Esas, 2021/269 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın bilirkişi raporunda meskun ve belediye hizmetlerinden yararlanabilecek durumda olduğunun kabulü ile arsa olarak değer biçen bilirkişi raporu hükme esas alınarak verilen karar Dairemizin 2022/11056 Esas sayılı ilâmında taşınmazın arsa vasfının araştırılması gerektiğinden bahisle bozulduğu gözetildiğinde; belirtilen dosya getirtilerek içindeki bilirkişi raporundan ayrılma nedenleri ve Bakanlar Kurulu’nun 28.02.1983 tarihli ve 1983/6122 sayılı kararındaki tüm hususlar araştırılarak dava konusu taşınmazın vasfının arazi olup olmadığı hususunun kesin olarak tespiti yönünden bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi bozmayı gerektirir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının reddine,

2. Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca BOZULMASINA,

03.09.2022 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince duruşmaya gelen temyiz eden davalı vekili için 8.400,00 TL duruşma vekâlet ücretinin karşı taraftan alınmasına,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.