Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/11798 E. 2023/1576 K. 22.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11798
KARAR NO : 2023/1576
KARAR TARİHİ : 22.02.2023

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR : Kısmen kabul

Taraflar arasındaki imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının artırılması istemine ilişkin davada verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Mersin ili, … ilçesi, … Mahallesi eski 353 ada 22 parsel sayılı taşınmazdaki davacı murislerine ait hisseler imar uygulamasına alınmış 1518 ada 11 ve 4 parsel sayılı taşınmazlar lehine 04.08.1988 tarihli işlem ile imardan kaynaklı ipotek tesis edildiğini, ipotek bedelinin günümüz şartlarına uyarlanması gerektiğinden ipotek bedelinin arttırılarak şimdilik 21.500,00 TL’ye çıkartılmasına ve bu bedele bankaların uyguladığı en yüksek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
1.Bir kısım davalılar cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, ipotek bedelinin artırılması kabul edilse bile değerlendirmenin ipotek tesis edildiği tarihi esas alınarak yapılması gerektiği, talep edilen bedelin çok yüksek olduğunu ileri sürmüştür.

2.Davalı Seyid Yorka cevap dilekçesinde özetle; talep edilen bedelin çok yüksek olduğunu, mahkemenin görevli olmadığını, açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 12.02.2015 tarihli ve 2017/409 Esas, 2015/95 Karar sayılı kararı ile davalı … ve … mirasçıları yönünden kısmen kabulüne, davalı … yönünden konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığınına, diğer davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen ya da davacı lehine tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması davalarında, 6487 sayılı Kanun’un 21 inci maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na (2942 sayılı Kanun) eklenen geçici 6 ncı maddenin on ikinci fıkrasının uygulanması mümkün olmadığından, taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden, benzer nitelikte ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için yeniden imkan tanınması, lüzumu halinde yeniden resen emsal getirtilmesi ve bu emsallere göre dava tarihi esas alınarak değer biçilmesi için oluşturulacak bilirkişi kurulu eşliğinde keşif yapılarak, sonucuna göre, usuli kazanılmış haklarda gözetilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; yargılama aşamasında çok düşük ipotek bedeline hükmedildiğini, davaya konu olan ipotek bedelinin hesaplanmasında esas alınan bilirkişi raporlarında eksik ve hatalı hesaplamalar olduğunu, Mahkemece 01.02.2021 tarihli bilirkişi raporu esas alındığı yazılmasına rağmen belirlenen bedelden çok düşük bedelin ödenmesine karar verildiğini, belirlenen bedelin günümüz koşullarında çok düşük olduğunu, bedele dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payı nedeniyle tesis edilen ipotek karşılığının arttırılması istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 439 uncu maddeleri.

2. 2981 sayılı İmar Ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler Ve 6785 Sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un “Tapu Verme” kenar başlıklı maddesinin ilgili bölümü şöyledir: “10/c) İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları 6357 yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir. Belediye veya valiliklerin talebi halinde bu yetkiler kadastro müdürlüklerince de kullanılır.”

3. Değerlendirme
1. Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesinin atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 428 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3. Mahkemece hükme esas alındığı belirtilen 01.02.2021 bilirkişi raporunda 1518 ada 11 parsel yönünden 15.180,00 TL ve 1518 ada 4 parsel yönünden ise 52.440,00 TL hesaplandığı, mahkemece davacının ıslah talebi uyarınca 1518 ada 4 parsel yönünden 10.371,00 TL ve 1518 ada 11 parsel yönünden ise 3.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş ise de tazminat bedeli yönünden hangi raporun hükme esas alındığı açıkça belirtilmeden hüküm kurularak infazda tereddüt yaratılması,

4. Kabule göre de, Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kanun’un 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiş ise de; bilirkişi kurulunca somut emsal alınan taşınmazların satışına ilişkin akit tablosu Tapu Müdürlüğünden istenilip, dava konusu taşınmaz ile somut emsal taşınmazın 2007 yılında Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından resen belirlenen emlak vergisine esas olan m² değerleri ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Müdürlüğünden getirtilip, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibarıyla hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazın ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibarıyla fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi oldukları ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden ayrı ayrı sorulup, alınacak cevaplara göre bilirkişi kurulu raporu denetlenmediğinden, bu rapora göre hüküm kurulması mümkün değildir.

5. Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi doğru değildir.

6. Dava konusu taşınmaza dava tarihine göre değer biçen rapora göre hüküm kurulduğuna göre, hükmedilen bedele de dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekirken; dava dilekçesinde belirtilen miktara dava tarihinden, bakiye kısma ise ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi de bozmayı gerektirir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, temyiz olunan kararının BOZULMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine,

22.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.