YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11633
KARAR NO : 2023/1162
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : … Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptalinden kaynaklanan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yeniden yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; Ordu ili, … ilçesi, … Mahallesi 160 ada 49 parsel sayılı taşınmazın … Noterliğince düzenlenen 2418 yevmiye No.lu 30.11.2007 tarihli vekâletname ile yetkili İsa Alper tarafından 18.04.2008 tarihinde davacıya devredilmesi üzerine asıl malik Burhan Alper tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucu Burhan Alper adına tesciline karar verildiğini, bu durumun müvekkillerinin mülkiyet hakkını ihlâl ettiğini belirterek müvekkillerinin uğradığı zararın tazminini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine temsilcisi cevap dilekçesinde; dosyadaki talep ve iddialar değerlendirildiğinde aile içi hesap ve satış aldatmacası olduğu anlaşıldığını, davanın hukuksal dayanağını hile oluşturduğunu, hileli işlem ile zaten adına tescil edilmemesi gereken bir taşınmazı adına tescil ettiren şirketin yaptığının geçerli bir işlem olmadığını, davacının talebinin hukuksuz olup davanın reddi gerektiğini ileri sürmüştür.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne ve tespit edilen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olayda Tapu Müdürlüğünün kusuru ile oluşmuş bir yolsuz tescil bulunmadığını, vekâlet akdinin kötüye kullanılması ve davacının dürüstlük kuralına uymaması sonucu oluşan tapu iptal durumunun söz konusu olduğunu, Devletin zarardan sorumlu tutulması için gereken illiyet bağı şartı da oluşmadığını, satış akdi gereği ödenen bedelin somut verilere dayanarak ispat edilmesi gerektiğini, ayrıca şirketin taşınmaz için ödediği bedelin değerinin tazminat olarak tespitini, dosyadaki tüm delillere göre davacının talebinin hukuksuz olup davanın reddini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince Devletin kusursuz sorumlu olduğu, davacının zararının tazmininin yerinde olduğu, taşınmazın arsa niteliğinde kabul edilmesinin ve emsal metodu uygulanarak değerinin tespit edilmesinde yöntem itibarıyla bir isabetsizlik bulunmadığı; iade kararı sonrası 08.09.2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda belirlenen tazminat miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalı Hazine temsilcisinin istinaf talebinin esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine temsilcisi temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Hazine temsilcisi temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesinin birinci fıkrası.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı ilâmında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukukî nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Hazine temsilcisinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosya kapsamına göre dava konusu Ordu ili, … ilçesi, … Mahallesi 160 ada 49 parsel sayılı taşınmaz tapuda Burhan Alper adına kayıtlı iken 31.12.2004 tarihli İsa Alper’e verilen vekaletnameye dayanarak 18.04.2008 tarihinde davacı Alper Toprak Mahsülleri Fındık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından satın alındığı, durumdan haberdar olan asıl malik Burhan Alper’in tapu iptali ve tescil davası açtığı, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/82 Esas, 2012/162 Karar sayılı dosyasında yapılan yargılama sonucunda tapunun iptaline ve ilk malik adına tapuya tesciline karar verildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek 18.02.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Davanın dayanağı, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesidir. Bu maddede tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Hazinenin sorumlu olduğu hükme bağlanmıştır. Bu sorumluluk objektif (kusursuz) sorumluluk hâlidir. Diğer bir anlatımla, zararın meydana gelmesi sonucu illiyet bağının kesilmemiş olması durumunda Hazinenin sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmış bulunmaktadır. Buna göre mahkemece tarafların taşınmazı edinirken iyiniyetli hareket edip etmedikleri, taşınmazı satın alan şirket ile kayıt malikleri arasında bir ilişki olup olmadığı, bu edinimin muvazaalı olup olmadığı hususlarının araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyayı kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.