Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/11504 E. 2023/2791 K. 21.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/11504
KARAR NO : 2023/2791
KARAR TARİHİ : 21.03.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Ret

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı idare dava dilekçesinde özetle; davalının hissedar olduğu taşınmazda bedele dönüşen alan için takdir edilen karşılığın artırılmasına yönelik olarak açılan davada (Kapatılan) … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1300 Esas, 2004/6820 Karar sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, alacağın … 2. İcra Müdürlüğünde icra takibine konulduğunu; ancak kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, bozma kararına uyularak verilen kararın onanarak kesinleştiğini; ancak bozma öncesi ve kararla kesinleşen karar arasında önemli bir fark olduğunu, bozma öncesi anapara ve faiz olarak ödenmiş olan bedelin faiz dışında kalan anapara tutarınınn 25.04.2005 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte ödenmesini, bozma öncesi yargılama gideri olarak hükmedilen bedelin ödenmesini ve bozma öncesi hükmedilen 634,00 TL’nin ödenmesini, iki ayrı takip için ödenen toplam 53.170,00 TL’nin esastan bozma tarihi olan 25.04.2005 tarihinden itibaren faiz dışındaki kalemler için işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talep konusu alacağın anlaşma ile sona erdiğini, alacağın tahsiline yönelik davanın reddi gerekeceğini, alacak taleplerinin kabul anlamına gelmemek kaydıyla davaya konu alacağın zaman aşımına uğradığını, bozma sonrası tesis edilen kararla takas beyanları doğrultusunda mahsubunu talep ettiklerini, davacının kararın bozulduğu tarihten itibaren faiz talep etmesinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 09.09.2020 tarihli ve 2016/338 Esas, 2020/309 Karar sayılı kararı ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2021 tarihli ve 2021/305 Esas, 2021/466 Karar sayılı kararı ile davalı tarafından açılan … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/1300 Esas sayı ile görülen, imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen davacı payına takdir edilen karşılığın artırılması davası sonunda hükmedilen bedelin, anlaşma yolu ile davacı tarafından davalıya ödenmesinden sonra, Yargıtay bozma ilâmı neticesinde davalıya ödenmesi gereken bedelin azaldığı, bozma sonrası kurulan 2005/406 Esas sayılı 28.02.2006 tarihli ilâmın tekrar bozulduğu, 2006/373 Esas sayılı dosyası üzerinden kurulan 21.11.2006 tarihli hükmün ise onanmasına karar verildiği ve bu onama kararına karşı kullanılan karar düzeltme talebinin de reddedilmiş olması nedeniyle, iş bu kararın 22.10.2007 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, kesinleşme tarihinden sonra 21.07.2016 tarihinde açılan iş bu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, davacının davasının reddine karar verilmiş olması nedeniyle -her ne kadar davalının terditli takas talebi ıslah ile alacak talebine dönüştürülmüş ise de, bu hususta usulüne uygun açılmış dava da bulunmadığından- davalının terditli takas def’i hakkında hüküm kurulmamış olmasının da yerinde olduğu anlaşıldığından, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin 23.03.2021 tarihli ve 2021/305 Esas, 2021/466 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemizce yapılan inceleme sonucu; Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçe bölümünde zamanaşımı başlangıç tarihinin ilk derece mahkemesinden farklı değerlendirildiği anlaşıldığından yazılı şekilde farklı ret gerekçesi yazılarak esastan ret yönünde hüküm kurulması yerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulması; … Asliye Hukuk Mahkemesinin 2006/373 Esas, 2006/521 Karar sayılı dosyasının kesinleşmesine ilişkin Dairemizin 2007/11693 Esas, 2007/11477 Karar sayılı ilâmının … Belediye Başkanlığına tebliğine ilişkin dosya kapsamında evrak bulunmadığından, söz konusu ilâmın tebliğ edilip edilmediği araştırılıp, edilmiş ise tebellüğ belgesinin dosyaya kazandırılması gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; davacı belediyenin sebepsiz zenginleşmeyi en geç 19.09.2007 tarihinde öğrendiğini, hüm takas-mahsup def’ine ilişkin istinaf müracaatlarının reddedilmesi hem de kaldırılan İlk Derece Mahkemesi hükmündeki nispi vekâlet ücreti yerine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi nedeniyle verilen hükmün haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77 nci maddesi.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihaî kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukukî ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Davalıdan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,

21.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.