YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/1128
KARAR NO : 2022/2054
KARAR TARİHİ : 14.02.2022
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada Ankara 37. İş ile Ordu İş Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı Bölge Adliye Mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesi ile birlikte, davacının emekli maaşı üzerine Ankara 30. İcra Dairesi’nin 2016/18618 Esas sayılı dosyası ile 1/4’ü üzerinden haciz konulduğunu, sırada bu haciz varken başka bir borcun haciz sırasına giremeyeceğini, kurumun ek olarak %8 kesinti yaptığını belirterek haczin kaldırılması ve kesintilerin iadesi için kuruma başvurduklarını, talebin reddedildiğini, kurumun prim borcu için maaşlara haciz koyabileceği ancak prim borcu için 6183 sayılı Yasanın uygulanacağı, bu yasanın 71. maddesinde ise maaşın 1/3 ünden çok, 1/4 ünden az haciz uygulanamayacağının belirtildiği, kurumun ödeme emri göndermeden ve 1/4 kesinti varken ek olarak %8’lik kesinti yapmaya başlamasının yasaya aykırı olduğunu, haczin Ordu SGM tarafından 9/3/2018’de konulduğunu belirterek haczin kaldırılmaması işleminin iptali ile şimdilik haksız kesintisinin karşılığı 100 TL’nin, kesintiden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Ankara 37. İş Mahkemesi’nce, kurum tarafından yapılan takibin Ordu SGM tarafından yapıldığı, bu nedenle Ordu İş Mahkemeleri’nin yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
Ordu İş Mahkemesi’nce ise, davalı tarafça usulüne uygun yetki itirazı yapılmadığı, yetkili mahkemenin dilekçelerde gösterilmediği, Sosyal Güvenlik Mahkemeleri’nde yetkinin kamu düzenine ilişkin olmayıp, usule uygun yetki itirazında bulunulmadan mahkemece resen yetkisizlik kararı verilemeyeceği, ayrıca davacının seçimlik hakkını kullanarak davalının yerleşim yeri olan Ankara İş Mahkemesinde dava açtığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 134. maddesinde; “Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlık, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür.” hükmü ve 80. maddesinin 6. fıkrasında; “Kurum alacaklarının tahsilinde 21/07/1953 tarih ve 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğü’nün bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.” hükümleri yer almakta iken, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesinde; “Bu Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği” düzenlenmiş, görev konusu açıklanmış olmasına karşın, Kurumun taraf olduğu uyuşmazlıklarda yetkili mahkemenin neresi olacağına dair Kanunda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinin 19. fıkrası ile “Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu” düzenlenmişse de, anılan kesin yetki kuralının uygulanabilmesinin yasal koşulu uyuşmazlığın, Kurum alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasından doğmuş bulunmasıdır.
Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun yetki konusunun düzenlendiği 5. maddesinde; “İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz.” hükmü öngörülmüştür.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 6. maddesinde de; “İş Mahkemelerinde açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi ile işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu düzenleme, uyuşmazlığın iş akdi veya İş Kanunu’ndan kaynaklanması halinde geçerli bir kuraldır. 7036 sayılı Kanun’un 9. maddesinde bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 6100 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiştir.
Bu aşamada, genel ve özel yetki kurallarının niteliğinin açıklığa kavuşturulmasında yarar vardır. Bütün davalar için uygulanan yetki kuralına genel yetki kuralı denilmekte olup, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgâhı mahkemesidir. Eş deyişle, her dava, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça açıldığı tarihte davalının ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde görülür (HUMK. 9/1., HMK. 6. maddeler). Bundan ayrı olarak bazı davalar için davalının ikametgâhı mahkemesinin yanında başka yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Bu istisnai nitelikteki yetki kurallarına “özel yetki” kuralları denilmektedir. İlke olarak, özel yetki kuralları genel yetkiyi kaldırmaz, onunla birlikte uygulanır. Ancak, istisna olarak bazı davaların mutlaka belli bir yer mahkemesinde açılması öngörülmüştür ki, bu halde kesin yetki söz konusu olur. Kesin yetki halleri, genel yetki kuralının istisnasıdır ve mutlaka uygulanması gerekir. Bunun dışında, bir dava için özel yetki kuralı bulunsa bile, davacının genel yetki ile özel yetki arasında bir seçim hakkı vardır. Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/07/2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararı)
Bu yönde, kamu düzenine ilişkin yetki kuralını düzenleyen 7036 sayılı Kanun’un 6. maddesinin, işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu’na dayanan alacak ve hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarına uygulanacağı kabul edilmelidir.
Somut olaya ilişkin olarak, davacı hakkında Ordu Sosyal Güvenlik Merkezi’ne bağlı Altınordu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nce tanzim edilen ödeme emirleri ile 6183 sayılı Kanun’un uygulanması nedeniyle doğan uyuşmazlığın çözümlenmesi için açılan eldeki davada, 5510 sayılı Kanun’un 88/19. maddesinde belirtilen yetkiye ilişkin hüküm, kesin nitelikte olup diğer yetki kurallarının üzerindedir ve uygulanmasının yasal gereklilik olduğu belirgindir.
Öte yandan, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna Göre Kullanılacak Yetkilere İlişkin Yönetmelik’in; “tanımlar” başlıklı 4. maddesinde; “Tahsil dairesi: Kurumun tahsilâtla görevli ünitesini, servisini, icra memurlarını, memurlarını ve Kurum adına vekâletname verilen gerçek ve tüzel kişileri” “Ünite: Kurumun tahsilâtla görevli sosyal güvenlik il müdürlüğü ile sosyal güvenlik merkezlerini ifade eder.” tanımları yapılmış olup, “takip işlemlerine yetkili tahsil dairesi” başlıklı 17. maddesinde; “Takip işlemleri, Kurumun ilgili ünitesince yapılır. Borçlu veya malları başka mahallerde bulunduğu takdirde, takip işlemleri Kurumun o mahaldeki ilgili ünitesince niyabeten yürütülür.” düzenlemesi ve “yetkili mahkeme” başlıklı 32. maddesinde; “Kurum alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanun’un uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı ünitesinin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir.” düzenlemelerine yer verildiği görülmektedir.
Değinilen mevzuat hükümleri çerçevesinde; “sosyal güvenlik il müdürlükleri” ile “sosyal güvenlik merkezlerinin” takip işlemlerinde yetkili olduğu görülmekte olup, bu yönde davaya konu 6183 Sayılı Kanun’un uygulanması nedeniyle ödeme emirlerinin gönderilmesi işleminin Ordu Sosyal Güvenlik Merkezi’ne bağlı Altınordu Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından yapılması nedeniyle, bu merkezin bulunduğu yer iş mahkemesi olan Ordu İş Mahkemeleri’nin kesin yetkili olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Ordu İş Mahkemesi’nde çözümlenmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Ordu İş Mahkemesi’nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.