YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10961
KARAR NO : 2022/18109
KARAR TARİHİ : 13.12.2022
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi, davalı … vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
– K A R A R –
Dava kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davalılardan İçişleri Bakanlığı, … ve … hakkında açılan davanın husumetten reddine, davalı … aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyada bulunan delil ve belgelerden, dava konusu taşınmazların geldisi olan 1290 parsel sayılı taşınmazın 1985 yılında … tarafından kamu tesisleri ihtiyacı nedeniyle kamulaştırılmasına karar verildiği, bu işlemin davacılara usulune uygun şekilde tebliğ edilmeksizin Kamulaştırma Kanunu’nun mulga 16. maddesi uyarınca tescil davası açıldığı, Çatalca 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/95 Esas, 1988/323 Karar sayılı kararı ile taşınmazın … adına tapuya tesciline karar verildiği, bu mahkeme kararına göre taşınmaza ilişkin kamulaştırma bedellerinin bankaya depo edildiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarih ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19/062021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek-3, Geçici 15. ve 17. maddeleri ile;
“Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16’ncı ve 17’nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16’ncı ve 17’nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle:9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
Geçici 15. maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanunun 16’ncı ve 17’nci maddeleri ile bu Kanunun mülga 16’ncı ve 17’nci maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, ek 3’üncü madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17. maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanunun ek 3’üncü maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklandığı gibi rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden,
Mahkeme kararının, davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, bozmanın niteliğine göre sair hususlar incelenmeksizin HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı … Başkanlığından peşin alınan harcın istenildiğinde iadesine, alınması gereken 397,80 TL temyize başvurma harcından peşin alınan 220,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 177,10 TL harcın alınmasına, 13.12.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Dairenin çoğunluk görüşü doğrultusunda 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Ek-Madde 3 gereğinin yerine getirilmesi yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiş ise de, bu görüşe katılmamaktayım. Şöyle ki;
Dairenin yerleşmiş uygulamalarına göre 6450 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na göre yapılan kamulaştırmalarda malikin kamulaştırma tebliğinden veya ferağdan itibaren 30 günlük süre içerisinde bedele karşı dava açabilmesi mümkün iken (AYM’nin E. 2002/112, K. 2003/3-KT 10/04-2003) (AYM 2013/3667 E. 10.06.2015 tarihli kararlarında) kesinleşmiş kamulaştırma işleminde hak düşürücü sürelerin geçmesiyle malikin her türlü dava açma hakkının engellenmesi ve taşınmazın hiçbir karşılık ödenmeden idareye geçmesi mülkiyeti hakkının sınırlarını aşan, hakkın özünü zedeleyen ve Anayasanın 35. maddesinin ihlali niteliğinde bir durum olduğunun kabulü ile bankaya bloke edilen ihtilafsız kamulaştırma bedelinin ödenmesi yönünden açılan davalarda da kamulaştırmasız el atma olgusunun kabul edildiği gözetildiğinde 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 gün 30988 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 gün 31516 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanunun 20. ve 27. maddeleri ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Ek-3 ve Geçici 15. maddeleri ile getirilen düzenlemenin;
Mülga 31.08.1956 tarihli 6830 sayılı İstimlâk Kanununun 16. ve 17. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’un Mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların, eski malikleri tarafından; idareler aleyhine kamu bankalarına bloke edilen ancak kendilerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedellerinin ödenmesi talebi ile açacakları davalarda uygulanması gereken hesaplama yöntemine ilişkin olduğunu kabulü gerekir.
Aynı maddenin sonuna 09.06.2021 tarih ve 7327 sayılı Yasanın 20. maddesi ile getirilen ek cümle de “Bu hüküm” sözcükleri ile başlamakta olup ilk fıkrasına atıfta bulunarak kamu bankalarına bloke edilen ancak malike ödenmeyen ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğu açıktır.
Bu durumda sözü edilen ek maddenin 16. ve 17. maddelere istinaden tescil edilen taşınmazlara ait ihtilafsız kamulaştırma bedeline ilişkin olduğunda şüphe yoktur. Bundan ayrı malike yapılan tebliğatın usulsüz olması gibi malikten kaynaklanmayan ve malike kusur izafe edilmesi de mümkün olmayan sebeplerle malikin kamulaştırma işlemlerinden haberdar olmaması mümkündür. (Eldeki davada olduğu gibi). Usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilerek Kamulaştırma Kanunu’nun 16. ve 17. maddeleri uyarınca taşınmazın idare adına tescil edilmesi yolsuz tescil niteliğindedir ve malik her her zaman tapu kaydının iptali ile adına tescil isteme hakkına sahiptir. Tescil sağlandıktan sonra kamulaştırmasız el atma davasının açılması durumunda yukarıda sözü edilen ek maddenin uygulanması da söz konusu olmayacaktır. Kaldı ki eldeki dosyada Kamulaştırmam Kanununun 16. maddesine dayalı tescil dosyası getirtilmemiş ve kararın usul ve yasaya uygun olarak kesinleştiği saptanmamıştır. Bu durumda; Dairenin görüşü yönünde düşünülse dahi tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerekir.
O halde idare adına Kamulaştırma Kanununun 16. md. uyarınca tescil edilen taşınmazla ilgili olarak açılan ve ihtilafsız kamulaştırma bedelinin tahsiline ilişkin olmayan; kaldı ki Kamulaştırma Kanununun 16. maddesine dayalı tescil kararının usul ve yasaya uygun şekilde kesinleştiği tespit edilmeden, Kamulaştırma Kanununa eklenen Ek-3 md.nin uygulanması yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum.