YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10336
KARAR NO : 2023/832
KARAR TARİHİ : 25.01.2023
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Tapu kaydının hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 1007 nci maddesi uyarınca tazmini davasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin miras bırakanları … ve …’nın Ekim 1983 tarihinde Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi eski 938 ada 1 parsel (yenileme ile … Mahallesi 4842 ada 1 parsel) sayılı taşınmazı bedelini ödeyerek satın aldıklarını, 260.000,00 TL bedelle 13.09.2006 tarihinde Osmangazi Belediyesinin kamulaştırma yoluyla malik olduğunu, daha sonra taşınmazın vakıf mülkü olması sebebiyle 30.07.2009 tarihinde … Vakfı adına tapuya tescil edildiğini, … tarafından Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1006 Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine kamulaştırma nedeniyle ödenen 260.000,00 TL’nin iadesi için sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca tazminat davası açıldığını, davanın kabulüne dair kararın Osmangazi Belediyesi tarafından icraya konulduğunu, Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/322 Esas sayılı dosyası ile taşınmazın mülkiyetinin belediyeye ait olduğunun tespiti ile tapunun Osmangazi Belediyesi adına tesciline ilişkin açılan davanın reddine karar verildiğini ve kesinleştiğini, Bursa 9. İcra Müdürlüğünün 2013/5960 Esas sayılı dosyası ile müvekkillerden talep edilen hisseye tekabül eden miktarın tüm ferileri ile birlikte ödenme zamanındaki bedelinin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca davalı Hazineden tahsili ile ihbar olunan Osmangazi Belediyesine ödenmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın davacılar tarafından Osmangazi Belediyesine satıldığını, daha sonra talebi üzerine Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edildiğini, davanın tarafının Vakıflar Genel Müdürlüğü ya da Osmangazi Belediyesi olması gerekirken Hazineye husumet yöneltilmesinin hatalı olduğunu, davacıların iyiniyet kurallarının yüklediği özeni göstermediğini, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, davacı … yönünden kısmen kabulü ile Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2015/3513 Esas sayılı dosyasında adı geçen davacı tarafından ödenen 111.742,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’ya verilmesine ve diğer davacılar yönünden henüz bir zarar doğmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Bir kısım davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi için aranan bir zararın doğmuş olması şartının yanlış yorumlandığını, ilama dayalı kesinleşmiş bir alacağın varlığı ile cebri icraya başlanmış olması ve taşınmazlar üzerine haciz konulmasının da zararın doğmuş ve kesinleşmiş olması anlamına geldiğini, davacı … dışında kalan davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kısmi ret kararının kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
2. Davalı Hazine vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesindeki özel sorumluluk halinin somut olaya uygulanamayacağını, davacının iyiniyetli olup olmadığının araştırılması gerektiğini, dava konusu taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesindeki 12.06.1978 tarihli “eski eserdir” şerhinin gereği gibi incelenmediğini, dava konusu taşınmazın kökeninde vakıf malı olduğu doğru olmasına karşın o dönemki kanunlarda icareteynli vakıf mallarının mutasarrıflarının olabileceği ve mülga 05.06.1935 tarihli 2762 sayılı Vakıflar Kanunu uyarınca da mutasarrıfların icareteynli vakıf mallarının kira bedellerinin 20 misli taviz bedeli ödendiği takdirde mutasarrıfları adına tapuya tescil hakkı verildiğini, 1950 ve 1970 yıllarında dava konusu taşınmazın mutasarrıflarının taviz bedelini ödeyerek malik oldukları hususunun dikkate alınmadığını, Osmangazi Belediyesinin dava konusu taşınmazın evveliyatını yeterince araştırmadan işlem tesis ettiğini, Hazinenin zarardan sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama neticesinde icra dosyasına sadece davacılardan … tarafından ödeme yapılmış olmakla bu davacı yönünden zararın doğduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, icra dosyasına ödeme yapmayan diğer davacılar yönünden davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, böylece mahkeme kararının usûl ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin bir numaralı alt bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Hazine ile bir kısım davacılar vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Bir kısım davacılar vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
2. Davalı Hazine vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi ile 1020 nci maddesi ve 2 nci maddesi.
3. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2009 tarihli ve 2009/4 – 383 Esas, 2009/517 Karar sayılı kararında tapu işlemlerinin kadastro tespit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğu, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan bu kayıtlarda yapılan hatalardan 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulünün gerektiği, Devletin sorumluluğunun kusursuz sorumluluk olduğu, bu işlemler nedeniyle zarar görenlerin 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince zararlarının tazmini için Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilecekleri belirtilmiştir.
4. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi uyarınca kabul edilen Devletin sorumluluğu, tapu sicilinin önemi ve kişilerin bu sicile olan güven duygularını sağlamak bakımından aynî hakkının saptanması, herkese açık tutulmasında tekel hakkı sağlayan bir sicil olması esasına dayanmaktadır. Bu sorumluluk, asıl ve nesnel (objektif) bir sorumluluk olduğundan zarara uğrayan zararının ödetilmesini doğrudan Devletten isteyebilir.
5. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi gereğince açılan davalarda, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar, tapu kaydının iptali nedeniyle tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup bu tarihe göre tapusu iptal edilen taşınmazın niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise net gelir metodu yöntemi ile arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Dava konusu Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi 938 ada 1 parsel sayılı 316 m² yüzölçümlü kargir hamamın gedik ve zemini vasıflı taşınmaz dava dışı … kızı Hasene vd. adına 1931 yılında tescil edilmiş, dava konusu taşınmazın tapu kaydına 12.06.1978 tarihinde 3012 yevmiye numarası ile “eski eserdir” şerhi, 30.04.2007 tarihinde 8269 yevmiye numarası ile “korunması gerekli 1. grup taşınmaz kültür varlığıdır” şerhi konulmuş olup davacılar murisi … ve … 14.10.1983 tarihinde taşınmazı satın almıştır. Taşınmaz yenileme kadastrosu ile 329,74 m² yüzölçümü ile … Mahallesi 4842 ada 1 parsel olarak tescil edilmiş, 2006 yılında yapılan intikal ile davacılar ve dava dışı … adına kayıtlı iken Osmangazi Belediyesi Emlak ve İstimlak Müdürlüğü’nün 29.06.2006 tarihli ve 5033 sayılı yazısıyla anlaşma suretiyle 260.000,00 YTL bedelle satışından Osmangazi Belediyesi adına 13.09.2006 tarihinde tescil edilmiş, 30.07.2009 tarihinde ise 5737 sayılı Vakıflar Kanunu uyarınca … Vakfı adına tescil edilmesi üzerine … tarafından Vakıflar Genel Müdürlüğüne karşı Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/322 Esas, 2010/216 Karar sayılı dosyasında dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Osmangazi Belediyesine ait olduğunun ve taşınmazın vakıf yoluyla meydana gelmediğinin tespiti için açılan davanın, dava konusu taşınmazın kökeninde vakıf şerhi olduğu ve üzerinde … Hamamı bulunduğu gerekçesiyle reddine dair verilen karar, Yargıtay (Kapatılan) 18. Hukuk Dairesinin 21.05.2012 tarihli ve 2012/5078 Esas, 2012/5932 Karar sayılı ilâmı ile dava konusu taşınmaz malın özel kişilerden kamulaştırma yoluyla mülkiyetinin 2006 yılında belediyeye geçtiği anlaşılmakta ise de, davacı belediyenin önceki maliklere ödediği kamulaştırma bedelini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre her zaman dava etme hakkı bulunduğu gerekçesiyle onanmış ve 03.12.2012 tarihinde kesinleşmiştir.
Osmangazi Belediyesi tarafından dava dışı … ile temyize konu dosya davacılarına karşı Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1006 Esas, 2014/1055 Karar sayılı dosyasında kamulaştırma nedeniyle ödenen 260.000,00 TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca iadesi için açılan davanın kabulü 260.000,00 TL’nin tapudaki hisseleri oranında dava tarihi olan 31.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2015/8397 Esas, 2016/5791 Karar sayılı ilamı ile onanarak 16.06.2016 tarihinde kesinleşmiştir.
Bursa 9. İcra Dairesinin 2013/5960 Esas sayılı dosyası ile alacaklı … tarafından eldeki davanın davacıları olan borçlular aleyhine 260.000,00 TL tutarındaki kamulaştırma bedelinin tahsili için ilamsız icra yoluyla takip başlatılmış olup borçlulardan … yönünden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Eldeki dosyada Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davacılar aleyhine sonuçlanan Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1006 Esas, 2014/1055 Karar sayılı kararına istinaden bu davacıların söz konusu parayı davalıya ödeyip ödemedikleri dolayısıyla zarara uğrayıp uğramadıkları araştırılmadan kabul kararı verilmesi doğru görülmeyerek davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi üzerine yapılan araştırma sonucu Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2015/3513 Esas sayılı dosyası ile alacaklı … tarafından eldeki davanın davacıları olan borçlular aleyhine Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/1006 Esas, 2014/1055 Karar sayılı kararına dayanarak ilâmlı icra takibi başlatıldığı ve davacılardan … tarafından Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2015/3513 Esas sayılı dosyasında 16.04.2018 tarihinde 111.742,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
3. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre; bir kısım davacılar vekilinin tüm, davalı Hazine vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu taşınmazın tapu kütüğüne 25.02.1970 tarihinde “zemini Murâdısani ve gediği, Haremeyn gediklerinden icareli” şerhi ile 12.06.1978 tarihinde “eski eserdir” şerhinin işlendiği; davacılar murisinin taşınmazı 14.10.1983 tarihli işlem ile üzerindeki şerhin getirdiği yükümlülükle birlikte satın aldığı anlaşılmıştır.
Buna göre Devlet tapu sicil kaydındaki şerhin tesisini sağlayarak kaydın bu hâli ile değerlendirilmesi gerektiği hususunu aleniyete intikal ettirmiştir.
4721 sayılı Kanun’un 1020 nci maddesinin: “Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.” hükmü nazara alındığında tapunun beyanlar hanesine şerh işlendikten sonra bu şerhi tapuda görmesine rağmen taşınmazı devir alan davacının iyi niyetli olduğundan ve 4721 sayılı Kanun’un 2 nci maddesi uyarınca dürüst davrandığından söz edilemez. Hâl böyle olunca, davacının tapusunun eski eser niteliğindeki … Hamamı içinde kalması sebebiyle bir zararının oluştuğu kabul edilse bile bu zararın tapu sicil kayıtlarının doğru tutulmamasından kaynaklandığı söylenemeyeceği gibi zarar ile tapu işlemleri arasında nedensellik bağının varlığından da bahsetmek mümkün olmayacağından davanın tüm davacılar yönünden reddine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi bozmayı gerektirir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Davacı Temyizi Yönünden
Davacılar vekilinin temyiz isteminin REDDİNE,
B. Davalı Hazine Temyizi Yönünden
1.Davalı Hazine vekilinin temyiz isteminin kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesinin kararının BOZULMASINA,
Bir kısım davacılardan peşin alınan temyiz karar harcının Hazine’ye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 25.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.