YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10301
KARAR NO : 2023/524
KARAR TARİHİ : 19.01.2023
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı idare vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı idare vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu … Mahallesi 266 parsel sayılı taşınmaza davalı idare tarafından kamulaştırmasız el atıldığını, bu nedenle dava konusu yerlerle ilgili olarak öncesinde Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/607 Esas, 2018/265 Karar sayılı dosyasında dava açıldığını, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi uyarınca ilk derece mahkemesi kaldırılmak suretiyle, istinaf mahkemesi tarafından tazminat miktarının 355.200,00 TL olarak belirlendiğini, taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL üzerinden karar verildiğini, bakiye miktar için ise hakların saklı tutulduğunu ileri sürerek 345.200,00 TL kamulaştırmasız el atma tazminatının ilk dava tarihi olan 10.11.2016 ‘dan itibaren kanunî faizi ile birlikte davacıya ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacının dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili için açılan davanın duruşmasına katılmış olmakla taşınmazın kamulaştırıldığından haberdar olduğunu, davacının buna rağmen yatırılan bedeli almamış ya da bedeli az bulmasına rağmen tezyid-i bedel davası açmamış ise bu durum davacılara yeni bir hak kazandırmayacağını, davanın açıldığı tarihte hak düşürücü sürenin dolduğunu, bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, taşınmaz bedelinin 28.12.1983 tarihinde bankaya yatırıldığını, davacının tapuda rızaen tapuda ferağ vermediğinden tescil davası açıldığını, kesin hüküm bulunduğunu, davacının iş bu davayı açma hakkı olmadığını, dava konusu taşınmaz için talep edilen bedelin fahiş olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne, taşınmaz bedelinin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı idare vekili; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu davaya konu taşınmazın kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının dava konusu taşınmazın Hazine adına tescili için açılan davanın duruşmasına katılmış olmakla taşınmazın kamulaştırıldığından haberdar olduğunu bu nedenle hak düşürücü sürenin dolduğunu ayrıca bedelin yüksek hesaplandığını ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin olduğunu, Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/607 Esas, 2018/265 Karar sayılı dosyasının davanın reddine ilişkin kararının İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/3620 Esas, 2020/1220 Karar sayılı kararı ile davacı tarafından aynı taşınmazla ilgili açılan fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kamulaştırmasız el atma davasının yeniden esas hakkında kurulan hükümle kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı ve bu hususta davalı idare vekilinin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususlar yerinde görülmediğini, böylece mahkeme kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı idare vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu Bakanlıkça yapılan kamulaştırma işlemlerinin usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğini ve bedelin bankaya 28.12.1983 tarihinde depo edildiğini ve hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürerek temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, ek davada hükmedilen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeline ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuu bahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
4. 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6 ve 7 inci maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarihli ve 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20 ve 22 inci maddeleri ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na eklenen Ek-3 üncü, Geçici 15 ve 17 nci maddeleri,
5. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmi Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir;
“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”
3. Değerlendirme
1. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı idare vekilinin aşağıdaki paragrafın dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Dosyada bulunan delil ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre, taraflar arasında görülüp kesinleşen Küçükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/607 Esas, 2018/265 Karar sayılı dosyasında belirlenmiş olan m² birim bedeli esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de;
3. Dava konusu taşınmazdaki davacıya ait payın Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1984/155 Esas, 1990/79 Karar sayılı kararı ile geçersiz tebligat işlemine rağmen kamulaştırma bedelinin bloke edilmiş olduğu gerekçesiyle 2942 sayılı Kanun’un 17 nci maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Dava derdest iken 21.12.2019 tarihinde kabul edilerek 24.12.2019 tarihli ve 30988 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7201 sayılı Kanun’un 6. ve 7. maddesi ve 09.06.2021 tarihinde kabul edilerek 19.06.2021 tarih, 31516 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 7327 sayılı Kanun’un 20. ve 22. maddeleri ile 2942 sayılı Kanun’a eklenen Ek-3, Geçici 15 ve 17 nci maddeleri ile;
Ek 3 üncü maddesi ile “Mülga 31/8/1956 tarihli ve 6830 sayılı İstimlâk Kanunu’nun 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılacak her türlü davada değer; taşınmazın idare adına tescil edildiği tarih, değerleme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) tablosundaki aylık değişim oranları esas alınmak suretiyle dava tarihi itibarıyla güncellenir ve ortaya çıkan bedel hak sahibine ödenir. (Ek cümle: 9/6/2021- 7327/20 md.) Bu hüküm, tebliği dâhil eksik veya hatalı kamulaştırma işlemleri bulunmasına rağmen idare adına tescil edilmiş olan taşınmazlar hakkında da uygulanır.”
Geçici 15 inci maddesi ile “Mülga 6830 sayılı Kanun’un 16. ve 17. maddeleri ile bu Kanun’un mülga 16. ve 17. maddeleri uyarınca kesinleşmiş mahkeme kararlarına istinaden idareler adına tescil edilen taşınmazların eski malikleri adına kamu bankalarına yatırılan ancak hak sahiplerine ödenmediği tespit edilen kamulaştırma bedelleri nedeniyle idareler aleyhine açılmış ve devam eden davalar, Ek 3. madde hükmü uygulanarak sonuçlandırılır.”
Geçici 17 nci maddesi ile “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla bu Kanun’un Ek 3. maddesine eklenen cümle, bu cümleyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte kanun yolu incelemesindekiler dâhil görülmekte olan davalarda da uygulanır” hükümleri getirilmiştir.
Bu durumda yukarıda açıklanan hususta rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden sair husular incelenmeksizin kararın bozulması gereklidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.