YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10240
KARAR NO : 2023/1185
KARAR TARİHİ : 15.02.2023
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun davacı yönünden esastan reddine, davalı idare yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu Gaziantep ili, … ilçesi, … Mahallesi 109 ada 3264 parsel sayılı (eski 2293 parsel) sayılı taşınmaza davalı idare tarafından fiilen yol yapılarak el atıldığını, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki metrekare birim fiyatının 750,00 TL’den fazla olduğunu, fiilen el atılan taşınmaz bedelinin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davacı vekili 14.09.2020 tarihli dilekçesi ile ise; aynı taşınmaz için davacı ve bir kısım diğer hissedarlar tarafından açılan kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminata ilişkin Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/349 Esas sayılı dosyasında 125.778,60 TL bedele hükmedildiğini, taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL üzerinden karar verildiğini, taşınmazın eldeki dava tarihi olan 22.06.2020 itibarıyla değeri belirlenip, payı oranında ödenen bedel mahsup edilerek bakiye bedelin el atma tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde; uzlaşma dava şartının yerine getirilmediğini, dava konusu taşınmazın el atma tarihindeki vasfı belirlenerek değer biçilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulü ile taşınmaz bedelinin ilk dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı idare istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmaza el atılmadığını, Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/349 Esas sayılı dosyasında kamulaştırma bedeli ödendiğinden bu davayı açmakta hukukî yararın bulunmadığını, belirlenen bedelin yüksek olduğunu ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
2. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açtığı davanın mahkemece ek dava olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, davanın kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olduğunu ve taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin belirlenmesi gerektiğini, hem dava dilekçesinde hem de 14.09.2020 tarihli dilekçesinde dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihi itibarıyla belirlenmesini talep ettiğini, ilk davada bilirkişi raporlarını kabul etmediklerini ve bedel düşük belirlendiği için ıslahla dava değerini arttırmadıklarını, bilirkişi raporundaki bedelin çok düşük olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili için açılan ilk davada saklı tutulan bölümün tahsili istemine ilişkin ek dava niteliğinde olduğu, taraflar arasında görülüp kesinleşen önceki davada tespit edilen bedel esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinde ve faizin ilk dava tarihinden başlatılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, davalı idarenin istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü hususların ilk davada ileri sürülüp reddedilen itirazlar mahiyetinde olduğundan kesin hüküm nedeniyle ek davada yeniden değerlendirilemeyeceği; ancak davacı tarafa asıl davada verilmesi gereken vekalet ücretinden, asıl davada ödenen vekalet ücretinin mahsup edilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin iki numaralı alt bendi gereğince vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
2. Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek kararın bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, kısmî davada alınan ve kesinleşen hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun kısmî dava tutarını aşan bölümünün açılan ek davada mahkemeyi bağlayacak nitelikte bir kesin delil mahiyetinde olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”
3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.
4. 6100 sayılı Kanun’un “Kısmi Dava” kenar başlıklı 109 uncu maddesinin birinci fıkrası
“Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.”
5.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/7-1728 Esas, 2015/1036 Karar sayılı ilamı:
“ …O halde, Mahkemenin kısmi davada tespit edilen olgularla kendisini bağlı kabul etmesi ve ayrıca taraflar açısından da bağlayıcı hale gelen kısmi davadaki rapor içeriğini ve raporda tespit edilen miktarı hükmüne dayanak alması yukarıda açıklanan nedenlerle usul ve yasaya uygun olup, direnme kararının açıklanan nedenlerle onanması gerekmiştir. “
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Gaziantep 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/349 Esas ve 2011/708 Karar sayılı dosyasında; dava konusu … Mahallesi 109 ada 2293 (yeni 3264) parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişi krokisinde (A) harfi ile gösterilen 2.795,08 m²lik kısmına kamulaştırmasız el atıldığı iddiasıyla fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00 TL tazminatın davalı idareden tahsilinin talep edildiği, taşınmazın 23.06.2010 değerlendirme tarihi itibarıyla m² birim bedeli 90,00 TL ve davacı payına düşen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedeli 125.778,60 TL olarak tespit edilerek ıslah yapılmadığından davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL bedelin yasal faizi ile birlikte davacı hissesi oranında davalı idareden tahsili ile davacı adına olan hisselerin iptali ile davalı idare adına tesciline karar verildiği, kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 17.05.2012 tarihli ve 2012/3057 Esas, 2012/10086 Karar sayılı ilâmı ile onanarak 02.07.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
3. Davalı taraf, kısmî davada verilen kararı temyiz etmemiş, böylece kesinleşen kısmî davada hükme esas alınan rapor taraflar yönünden kesinleşmiştir. Taraflar açısından kesinleşen hususların yeniden inceleme konusu yapılması hukuken olanaklı değildir.
Kısmî davada alınan ve kesinleşen hükmün dayanağını teşkil eden bilirkişi raporunun kısmî dava tutarını aşan bölümü de açılan eldeki ek dava yönünden hem tarafları hem de mahkemeyi bağlayacak nitelikte kesin bir delil mahiyetini almış; kısmi davada kesinleşen bu rapor içeriği de dayanak alınarak hükme varılmış olup saklı tutulan bedele ilişkin eldeki davada, ilk davada kesinleşen bedele hükmedilmesi yerindedir.
4. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davacıdan peşin alınan temyiz karar harcının Hazineye irat kaydedilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.