Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2022/10000 E. 2023/1053 K. 14.02.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2022/10000
KARAR NO : 2023/1053
KARAR TARİHİ : 14.02.2023

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
KARAR : Esastan ret/Düzeltilerek yeniden esas hakkında verilen karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 1. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedeli ile ecrimisilin tahsili istemine ilişkin davada yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinafı üzerine İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı idarenin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Kanun’un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince, miktar veya değeri her paydaş için 107.090,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin olarak Bölge Adliye Mahkemesi kararları kesin olup bu kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamaz.

Ecrimisile ilişkin davacı hakkında hükmedilen bedel Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır.

Bu nedenle; ecrimisil talebi yönünden taraf vekillerinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat davasına ilişkin verdiği karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usûl eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu İstanbul ili, … ilçesi, … Köyü 34 parsel sayılı taşınmazın 700-800 metrekarelik kısmına davalı idarece yol yapılmak suretiyle kamulaştırma yapılmadan el atıldığından kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminat ile el attığı tarihten iş bu dava tarihi arası dönem için ecrimisilin fazlaya dair haklarını saklı tutarak 5000,00 TL kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminatın, 5000,00TL ecrimisilin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP
Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle husumetin ilgili idareye yöneltimesi gerektiğini, söz konusu parselin Boğaziçi Ön Görünüm Bölgesinde kaldığını, bu nedenle sorumluluğun ilçe belediyesinde olduğunu, ihbarını talep ettiklerini, yapılan araştırmalar neticesinde kamulaştırma işleminin yapıldığına dair herhangi bir belge ve kayıtlarında idarelerinde mevcut olmadığı gibi taşınmaza fiilen el atmadıklarını, dava şartı itirazı ile ecrimisil yönünden zamanaşımı itirazında da bulunduklarını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bedeline hükmedilen dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ve davalı idare adına tapuya tesciline ve yol olarak terkinine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesi kapsamına göre, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat talebine ilişkin olarak dava tarihinden itibaren işleyecek faize hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

2.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece istinaf kaldırma kararı sonrasında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmadan eski tarihli rapora göre hüküm kurulmuş olup, kamulaştırmasız el atma ve ecrimisil yönünden iade kararı sonrasında değerlendirme yapılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun uygulanabilirliğini kaybettiğini, 221 sayılı Kanun uyarınca davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, ecrimisil yönünden belirlenen bedelin gerçeği yansıtmadığını, bedelin yüksek belirlendiğini ileri sürmüştür.

C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kamulaştırmasız el atılan arsa niteliğindeki taşınmaza mahallinde yapılan keşif sonucu emsal karşılaştırması yapılarak değer biçen, usul ve yasaya uygun olarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre el atma bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesi doğru olduğu gibi, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre dava konusu taşınmazın davalı idarenin yetki ve sorumluluk alanında kaldığı ve husumetin doğru yöneltildiği, taşınmazın bilirkişi raporunda belirlenen niteliğine göre bedelinin uygun olduğunun kabulü ile davalı idare vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi ile davacı vekilinin başvurusunun kabulü ile kamulaştırmasız el atma davalarında değerlendirme dava tarihine göre yapıldığından bedelin tamamına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, hüküm içeriğinde infazda tereddüte yol açacak şekilde, tescil ve terkin ibarelerinin birlikte kullanılmış olması, el atma tarihi itibarıyla maktu harç ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden bahisle düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; faiz işletilmesi yönünden istinaf başvurusunun kabulüne karar verildiği halde kamulaştırmasız el atmaya dayalı tazminata ilişkin sehven faiz işletilmesi yönünden hüküm kurulmadığı, dosya içeriğinden dava konusu taşınmaza 1983 yılından sonra el atıldığının anlaşıldığı halde nispi yerine maktu vekalet ücretine hükmedildiğini ileri sürerek temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Davalı idare vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebebleri tekrarlayarak temyiz isteminde bulunmuştur.

C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tapu maliki ile davalı idare arasında kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değeri ile ecrimisil bedelinin davalı idareden tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1956/1 Esas, 1956/6 Karar sayılı kararının ilgili bölümü şöyledir: “… Usûlü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, esas itibarıyla, gayrimenkulünü yola kalbeden amme hükmi şahsiyeti aleyhine meni müdahale davası açmağa hakkı olduğuna, ancak dilerse bu fiili duruma razı olarak, mülkiyet hakkının amme hükmi şahsiyetine devrine karşılık gayrimenkulünün bedelinin tahsilini de dava edebileceğine ve isteyebileceği bedelin de mülkiyet hakkının devrine razı olduğu tarih olan dava tarihindeki bedel olduğuna 16.05.1956 tarihinde ilk toplantıda ittifakla karar verildi.”

3. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun, 16.05.1956 tarihli ve 1954/1 Esas, 1956/7 Karar sayılı kararı ile “… Usulü dairesinde istimlak muamelesine tevessül edilmeksizin gayrimenkulü yola kalbedilen şahsın, gayrimenkulünün bedelinin tahsiline ilişkin olarak, gayrimenkulünü yola kalbeden hükmü şahsiyeti aleyhine açacağı bedel davasında müruruzamanın mevzuubahis olamayacağına ve bu itibarla da, hadisede Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin tatbik kabiliyeti bulunmadığına …” karar verilmiştir.

3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi ile 369 uncu maddesinin birinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazın 17.04.1967 yılında kesinleşen genel kadastro çalışmaları sırasında dava dışı şahıs adına tespit görerek mülkiyetinin kazanımının 1967 yılından sonra olduğunun kabulü doğrudur.

3.Arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesi ve alınan rapora göre belirlenen bedelin davalı idareden tahsiline karar verilmesi yerindedir.

4.Dosya kapsamına göre dava konusu taşınmaza 1983 yılından önce el atıldığı anlaşıldığından maktu harç ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğrudur.

5. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine ve dosya içeriğine göre davanın kabulü nedeniyle davacı idare aleyhine maktu vekâlet ücretine hükmedilmesi kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup, davalı idare vekilinin tüm, davacı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

6.Bölge Adliye Mahkemesince hükmedilen kamulaştırmasız el atmaya dayanan tazminat bedeline dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesi gerekirken, maddi hata sonucu faize ilişkin hüküm kurulmaması hususu bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi 5 inci Hukuk Dairesinin kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
A. Taraf Vekillerinin Ecrimisile İlişkin Temyizi Yönünden
Taraf vekilinin temyiz dilekçesinin miktar yönünden REDDİNE,

B.Taraf Vekillerinin Kamulaştırmasız El Atmaya Dayanan Tazminat Talebine İlişkin Temyizi Yönünden
1. Davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,

2.Bölge Adliye Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (B) numaralı bendinin 2 nci paragrafında yazılı ”623.570,00 TL” sayısından sonra gelen kısmına ”dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte” ibaresinin eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Davacıdan peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde iadesine, davalı idareden peşin alınan temyiz harcının Hazineye irat kaydedilmesine,14.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.