Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2021/914 E. 2021/12385 K. 02.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/914
KARAR NO : 2021/12385
KARAR TARİHİ : 02.11.2021

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş; karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Kısmen nar, kısmen limon bahçesi niteliğindeki … ili, … ilçesi, … mahallesi, 294 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılması gerektiğinin gözetilememesi,
Doğru olmadığı gibi;
2-Anayasa Mahkemesi’nin 27/11/2020 gün 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih 2018/104 Esas – 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesinin; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak fark kamulaştırma bedeline dava tarihinden 4 ay sonrasından başlayarak Dairemiz karar tarihine kadar yasal faiz işletilmesi ve fark bedelin derhal ödenmesi gerektiğinden,
3-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinden;
Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;
a)Ayrı bir bendi olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerinde bulunan haciz şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına) cümlesinin yazılmasına,
b)2. paragrafından (gözönüne alınarak) ibaresinden sonra yapılan kısmın çıkartılmasına, yerine (Bozma ilamı sonrası tespit edilen bedelden, ilk kararla tespit edilen bedelin mahsubu sonrası kalan 1.045,37 TL fark bedelin üçer aylık vadeli hesapta işlemiş nemaları ile birlikte davalı tarafa derhal ödenmesi için ilgili bankaya müzekkere yazılmasına,) kelimelerinin yazılmasına,
c)4.paragrafında yer alan (bu karar tarihi olan 14/10/2020) ibaresinin hükümden çıkartılmasına, yerine (Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin ilam tarihi olan 02.11.2021) kelimelerinin yazılmasına,
d)8.paragrafının tümüyle çıkartılmasına,
Kalan bent sıralarının buna göre teselsül ettirilmesine,
Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 02/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.