Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2021/7562 E. 2022/7783 K. 28.04.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/7562
KARAR NO : 2022/7783
KARAR TARİHİ : 28.04.2022

MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

– K A R A R –
Dava, TMK’nın 1007. maddesi gereğince uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nce kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilerek dava reddedilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki delil ve belgelerden … İli, … ada, 4 parsel sayılı taşınmazın zilyetliği öncesinde …’e ait iken … Noterliği’nce düzenlenen 08.04.1994 tarih ve 1329 yevmiye nolu düzenleme şeklinde zilyetliğin devri sözleşmesi ile davacı … (…)’a devredildiği, 2008 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında öncesinde hak sahipliği konusunda tereddüt oluştuğu nedeniyle sahiplik konusunda bir belgenin olmadığı, mahalden de kişinin bilinmemesi nedeniyle hak kaybı olmaması amacıyla Maliye Hazinesi adına dam ve tarla vasfıyla tespit edildiği, daha sonrasında bu yerin davalı Hazine tarafından ihale ile 28.07.2016 tarihinde dava dışı … isimli şahsa satıldığı anlaşılmaktadır.
Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri
bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK’nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumlu ise de, TMK’nın 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin hatalı tutulması yeterli olmayıp, öncelikle bir zararın ve bu zararın tapu sicilinin tutulmasından doğması veya kaynaklanması gereklidir. Dosyadaki bilgi ve belgele göre, davacının dava konusu taşınmaza hiçbir şekilde malik sıfatıyla zilyet olmadığı anlaşıldığından, davacının TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan veya kaynaklanan bir zararından bahsedilemeyeceği için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine yönelik HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.