YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/5914
KARAR NO : 2021/12159
KARAR TARİHİ : 27.10.2021
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/20 E. – 2017/228 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2018/27E – 2019/1454 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine ilişkin kararın kaldırılmasına karar verildikten sonra Gölcük 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/20 Esas – 2017/228 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki Kocaeli ili, Gölcük ilçesi, İhsaniye mahallesi, 220 ada 2 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11/1-g maddesi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak değer biçilmesinde yöntem itibariyle bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Hükme esas bilirkişi raporunda emsal alınan taşınmaz satışı limited şirkete yapılan özel satış niteliği taşıdığı gibi, Gölcük Belediye Başkanlığının ve Tapu Müdürlüğünün yazılarında emsal taşınmazın kadastro parseli niteliğinde olduğu belirtilmiş olup, dava konusu taşınmaz ise imar parseli olduğundan, dava konusu taşınmazdan kesilen orandaki düzenleme ortaklık payının emsal kıyaslaması sonucu tespit edilen m2 birim bedeline eklenmek suretiyle bedel belirlenmesi gerekirken emsal taşınmazın imar parseli kabul edilerek değer belirleyen rapor inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alındığında davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 27/10/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.