YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3525
KARAR NO : 2021/10146
KARAR TARİHİ : 22.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz ve ecrimisil bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz ve ecrimisil bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan raporlar, hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
… Belediye Başkanlığının 13/04/2020 tarih 1064 sayılı yazısı ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün parsel sorgu sisteminden yapılan görüntülemede dava konusu … ilçesi, … Mahallesi, … ada … parsel sayılı taşınmazın niteliği tam olarak belirlenememiştir.
Bu nedenle; öncelikle dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi olan 18/05/2015 gününde Belediye imar planı içinde olup olmadığı, değilse Belediye veya mücavir alan sınırları dahilinde bulunup bulunmadığı, Belediye hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadığı ve etrafının meskun olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı’ndan sorularak, niteliği belirlendikten sonra,
1)Taşınmaz arsa niteliğinde ise;
Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur. Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Bu itibarla; taraflara dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2)Taşınmaz arazi niteliğinde ise;
Tarım arazisi olduğunun belirlenmesi halinde ise, aynı Yasanın 11/1-f maddesi uyarınca; o yörede mutad olarak ekilen münavebeli ürünleri ve münavebeye alınan ürünlerin dekar başına verim miktarları Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğünden, değerlendirme tarihi olan 2015 yılı dekar başına üretim masrafları ile hasat dönemindeki ortalama toptan kg. satış fiyatlarının da ilgili resmi kuruluşlardan sorulmasından sonra taşınmazın olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirine hesaplama yapılmaması doğru olmadığı gibi,
a)Bilirkişi ek raporunda dava konusu taşınmaz üzerinde 35 adet ağaç bulunduğunun tespit edildiği belirtilmiş ise de bilirkişilerin beyanı nazara alınıp, el atılan alanda bulunan ağaçlar tespit edilerek 2015 yılı itibariyle maktu değerlerine ilişkin resmi veriler … İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğünden getirtilerek denetime elverişli rapor alınması gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Dava konusu taşınmazın tapu kaydında mevcut ipoteğin hükmedilen bedele yansıtılmaması,
Kabule göre;
4)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesine göre; “Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (7 nci maddenin ikinci fıkrası, 10 uncu maddenin üçüncü fıkrası ile 12 nci maddenin birinci fıkrası, 16 ncı maddenin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla) bu Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Ancak, hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez. .” şeklinde düzenlenmiş olup;
Kabul edilen miktarın üzerine çıkmayacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.