YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/3158
KARAR NO : 2021/9841
KARAR TARİHİ : 16.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak hüküm kurulmuş karar davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Alınan raporlar hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Kamulaştırma Kanununun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların değerinin, değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan, zaruret olmadıkça yakın bölgelerde bulunan ve değerlendirme tarihine yakın emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazın değeri belirlenirken emsal olarak incelenen Torbalı mahallesi … ada … parsel ile dava konusu taşınmazın kıyaslanması hususunda bilirkişi raporları arasında çelişki bulunmaktadır. Şöyle ki;
26.02.2016 tarihli raporda dava konusu taşınmaz emsalden % 5 değerli bulunmuşken, bozma sonrası alınan raporlarda yine aynı emsal incelenmiş ve dava konusu taşınmaz bu sefer daha değersiz bulunarak; önce emsalin %72’ si değerinde olduğu, ardından alınan ek raporda emsalin %82’ si değerinde olduğu belirtilmiştir. Bu hususlar emsal ile dava konusu taşınmazın kıyasında çelişki oluşturduğu gibi, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan metrekare değerleri dosya kapsamına alınarak rapor denetlenmeden hüküm kurulduğu için bedel inandırıcı görülmemiştir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından yeniden oluşturularak bilirkişi kurulu marifetiyle mahalinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi
Kabule göre de;
Bozma sonrası artan bedele ikinci karar tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından hükmün açıklanın nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.