YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/185
KARAR NO : 2021/7449
KARAR TARİHİ : 24.05.2021
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin 39. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/81 E. – 2018/84 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesince HMKnun 353/1-b-1 maddesi uyarinca esastan reddine ilişkin karar verilmiş olup; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle ret kararı kaldırılarak Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/81E.-2018/84K. sayılı kararının incelenmesinde,
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; arsa niteliğindeki … İlçesi, … Köyü 103 ada 44 parsel sayılı taşınmaza 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-gmaddesi uyarınca emsal incelemesi yapılarak, üzerindeki fındık ağaçlarına kapama fındık net gelirine göre belirlenen bedelden mutad münavebe ürünlerine göre belirlenen bedel indirilmek, yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülmek suretiyle, tel çite ise niteliğine göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bu nedenle davacı idare vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Şöyle ki;
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23/10/2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01/06/2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,
Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/81 E.- 2018/84 K. sayılı ilamının hüküm fıkrasının;
Davacı idare lehine hükmedilen vekalet ücretine ilişkin (6) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına,
Hükmün böylece HMK’nun 370/2. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 39. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, davacı idare harçtan muaf olduğundan harç alınmamasına, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 24/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.