Yargıtay Kararı 5. Hukuk Dairesi 2021/1642 E. 2022/3882 K. 08.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/1642
KARAR NO : 2022/3882
KARAR TARİHİ : 08.03.2022

MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, duruşma için belirlenen 08/03/2022 günü aleyhine temyiz olunan davalı idare vekilinin yüzüne karşı, usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediğinden temyiz eden davacı vekilinin yokluğunda duruşmaya başlanarak gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, kadastro işlemleri sırasında yapılan hata nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın  reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun  Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
 Dosyada bulunan bilgi ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre; davacılar murisi adına Ahlat İlçesi 08.03.1945 tarih 20 cilt, 112 sıra ve 32. Sayfa numaralı tapu olduğu, 1972 yılında yörede yapılan arazi kadastro çalışmalarında dava konusu taşınmazın mera vasfı ile tespit edildiği ve özel siciline kaydedildiği, davacı vekil eden tarafından tapu kaydına dayanılarak tapu iptal ve tescil davası açıldığı, Ahlat Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/155 E.-2014/179 K. sayılı dava dosyası ile açılan davanın hak düşürücü sürenin geçtiğinden bahisle reddine karar verildiği, bu karara karşı temyiz ve karar düzeltme yollarına gidildiği, kararın 03.11.2016 tarihinde kesinleşiği anlaşılmıştır.
ncelenen mahkeme dosyasına göre hatalı kadastro tespitine konu olduğu iddia edilen taşınmazın 1991 yılında kesinleşen kadastro sonucu mera olarak özel siciline kaydedildiği, 3402 sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde belirtilen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde hatalı olduğu iddia edilen kadastro tespitine itiraz edilmediği, davacıların hak düşürücü süre içinde dava açmayarak mülkiyet hakkını elde etme imkanını kaybettiği, mülkiyet hakkı olmayan kişinin bu hakka dayalı tazminat isteminde bulunamayacağı gibi dosya içeriğiyle kadastro işlemlerinde hata yapıldığı ve zararın oluştuğu da ispatlanamadığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK’nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, aleyhine temyiz olunan davalı Hazine yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 3.815,00-TL vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 08/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.