YARGITAY KARARI
DAİRE : 5. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2021/14808
KARAR NO : 2022/7727
KARAR TARİHİ : 28.04.2022
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare ve davalı TEDAŞ vekillerince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
– K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, davacı idare ile davalı TEDAŞ vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacı idare ile davalı TEDAŞ vekillerince temyiz edilmiştir.
Aşağıda açıklanan gerekçelerle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin istinaf başvurusunun esastan ret kararı kaldırıldıktan sonra Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/396 Esas – 2020/205 Karar sayılı kararının incelenmesinde;
1)Konya İli, Selçuklu İlçesi, Musallabağları Mahallesi, 21589 ada 1 parsel sayılı taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu’nun kıymet takdir esaslarını belirten 11. maddesinin 1. fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca, arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda emsal alınan … Mahallesi, … ada 1 parsel sayılı taşınmaz dava konusu taşınmaza 9,7 km mesafede uzak ve farklı mahallede olup, emsal alınamayacağından bilirkişi raporu inandırıcı ve hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re’sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibarıyla, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibarıyla imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğü’nden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
2)Anayasa Mahkemesi’nin 27/11/2020 gün, 31317 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/07/2020 tarih ve 2018/104 Esas – 2020/39 Karar sayılı kararı ile 7139 sayılı Kanunla Değişik Kamulaştırma Kanunu’nun 10/8. fıkrasının dördüncü cümlesi; “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit edilen bedelden az olması durumunda hâkim tarafından tespit edilen bedel, fazla olması durumunda idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedel, peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, kalanı ise bedele ilişkin kararın kesinleşmesine kadar üçer aylık vadeli hesapta nemalandırılmak ve kesinleşen karara göre hak sahibine verilmek üzere” bölümü ile yedinci cümlesinde yer alan “idarenin kıymet takdir komisyonunca tespit ettiği bedelden fazla olması halinde fazla olan tutarın bloke edildiğine” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edildiği nazara alınarak hüküm kurulması gerektiğinden,
Davacı idare ile davalı TEDAŞ vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/396 Esas – 2020/205 Karar sayılı hükmünün HMK’nın 371. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine, 28/04/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.